Ucuz yarış

.

Gazetecilerin kendi arasında rekabete girip, 'en iyi haberci' olmanın çabasını vermelerini yadırgamam ki, bu basını kaliteli hale getirir.

 Ancak gazetecinin bir anket sonucundan yola çıkarak, “en iyi gazeteci benim” demesi ve üstelik hiçbir bilimsel etik kuralı olmayan bir anket sonucunu referans gösterip, “işte kanıtı” diye böbürlenmesi, bu anket sonucu üstünden diğerlerinin bu işi bilmediğini ifade etmesini de yadırgarım, ayıplarım.

 Herkes biliyor ki, Marmaris'te web sitesi kuranlar, dikkat çekmek için hemen bir konuda bir anket düzenliyorlar. Ve böylesi anketleri düzenleyenler de istedikleri gibi o anketin üzerinde belirleyici olabiliyorlar ve sonuçta gönlünden geçenleri anketin galibi ilan ediyorlar.  Bunu herkes özelilikle de gazeteciler çok iyi biliyorlar. Ve özellikle birkaç gazeteci de bu anketlerin seyrini değiştimeyi kendilerine iş biliyor.

 Yerel seçim dönemindeki anketleri hatırlayın. Hangi web sitesi anketi doğruyu ortaya koyabildi. Sözkonusu anketlerde ancak üç beş kişinin haberi oluyor ve üç beş kişi -anket düzenleyicileri de dahil-  sonuç üzerinde etki yapmak için uğraşıyorlar, nihayet gönüllerinden geçen birini şampiyon ilan ediveriyorlar.

Gazeteci Ali Gündoğan'ın dün Yankı gazetesindeki  “Başarı sözle olmuyor. Marmarisli Gençler teşekkürler”  başlıklı yazısından geçtiğimiz günlerde böylesi anketlerden birinin sonuçlanmış olduğunun öğrendim.  Ankete katılanlar Ali'yi 'yılın en iyi gazetecisi' seçmişler. Ali bu anketi konu etmiş ve kendisni seçenlere teşekkür yazısı yazmış  

Yani “Marmarisli gençler” Ali'ye  “abi en iyi gazeteci sensin” demişler. Bunun için bir de plaket vereceklermiş. Hayırlı olsun. Biz işi bilmeyen gazeteciler de “tebrik” etmek görevi düşer

Bu haberi Yeni Sayfa gazetesi de çok önemsemiş manşetine taşımış. Ama bu anket geçtiğimiz yıl bugunlerinde de yapılmış olsaydı, çok iyi biliyorum ki, Sadi Tonbul ağabeyimizin Hangar'ına malzeme olurdu. 

Gelelim sadede, Gündoğan'ının çalışkanlığı ve bu çalışkanlığının habere yansıtma noktasına bir diyeceğim yok.

Ali, çalışkan bir gazeteci, üretici bir gazeteci. Ancak çok haber yapmanın güzel haber, iyi haber yapmakla eş anlamılı olmadığını herkes bilir. Bunu Ali herkesten iyi bilir.

Önemli olan haberin yapıldığı yere ne kazandırıp ne kazandırmayacağıdır. Daha da açık deyişle kime hizmet ettiğidir.

Ali geçtiğimiz yıl bügünlerde de haberciydi Ama haberlerinde ilçemiz yerel yönetimin başarılarından söz edip, Başkan Acar'ın icraatlarını dürüstlük, adaleti ve yasalara bağlılık, kanun adamı oluşunun bir tezahürü olduğundan dem vuruyordu.

Bu gün ise yerel yönetimin haberlerini, adaletsizliğin yasadışılığın tezahüratları olduğundan hareketle yapıyor.

Neden bu değişim diye sorarsanız kendisine “bazı gerçeklerin farkına vardım” diyor. Ama her ne hikmetse bu “gerçeklerin” ne olduğunu söylemiyor.  Kimbilir bazılarının dediği gibi “anlatırsam ülke sarsılır”  cinsinden şeylerdir Ali'nin bildikleri… Onun için biz zorlamayalım.  Ne Marmaris ne ülke sarsılsın.

Kusura bakma Ali, ben de iyi ve başarılı bir gazeteci değilim ama başarılı bir gazeteciliğin nasıl yapıldığını da çok iyi bilirim.

Gel, böyle ucuz yarışlarla kandırmayalım birbirimizi.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Köşe Yazıları Haberleri