Sevgili okurlar tahminen yaklaşık bir yıl kadar evvel hem Marmaris, hem de Türkiye'de işyerlerine mutlaka Türkçe isim konmasının sakıncalarını burada yazmıştım. Bunun milliyetçilikle hiç alakası olmadığını bilhassa belirtmiştim. Yurtdışında 4,5 milyon vatandaşımız olduğunu, büyük bir kısmının kendi işyerlerinde çalıştıklarını dilim döndüğü kadar anlatmaya çalıştım.
Bazı vatandaşlarımız maalesef Milliyetçiliği kendi kafalarına göre anlıyor, yani işine geldiği gibi halbuki milliyetçilik dükkan isimlerini tartışacak kadar ufak iş olmamalı.
Geçen hafta Almanya'nın Bavyera eyaleti milletvekillerinden biri Parlamento'ya, yalnız Almanya'da 4,5 milyar Euro'luk cirosu olan dönercilerin isimlerinin Almanca (Drehspiess) olarak değiştirilmesini ve Türk isimlerinin Almanya'da işyerlerine verilmemesini talep etti. Aynı şeyin Türkiye'de de tatbik edildiğini ifade edince Parlamento kendisini ayağa kalkarak alkışladı. Kanun teklifi kabul edilirse bu Almanya'da muhtemelen diğer eyaletlere de yayılacak.
Bir taraftan lobi yapacağız, Avrupa'lı olacağız derken yüzümüze gözümüze bulaştırdığımızın farkında değiliz. Sanki en akıllı biziz bu dünyada, diğer bütün ülkeler aptal. Biz istediğimizi yapacağız, yabancılarda şapka çıkarıp bakacak.
Eskisi gibi istediğimi yaparım zamanı çoktan geçti, sayılabilen nüfusu en az 70 milyon olan Türkiye hem batıya, hem doğuya bağımlıdır. Bugün dünyada Amerika Birleşik Devletleri dahil bağımsız bir ülke yok. Bunu Doğalgaz, Petrol ile diğer ithal malları ve ayrıca ihraç ettiğimiz mallar ve miktarları ile meblağları duydukça anlamamız gerekir.
Diğer yandan işyerlerine Türkçe isimler koymadan evvel seçilmiş yöneticilerimizin de Türkiye'de imal edilmiş arabalara binmeleri gerekmez mi? Aksi takdirde bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu derler, dediler de zaten.