Türbanı Çözelim

.



Bir gün bir ormana maliyeciler gelir. Bunu gören tilki koşarak ormandan kaçarken kaplumbağa ile karşılaşır. Kaplumbağa tilkinin acelesini görünce merakla sorar:

- Hayrola tilki kardeş böyle acele nereye gidiyorsun? Kaplumbağa:
- Ormana maliyeciler gelmiş duymadın mı? Onlardan kaçıyorum,  der. Tilki :
- İyi ama senle ne ilgisi var?
- Olmaz olur mu? Bende kürk, hanımda kürk, çocukta kürk…

Bunu duyan kaplumbağa ormanı terk etmek için koşmaya başlar. O sıra koşarak giden kaplumbağayı gören leylek sorar:

- Hayrola kaplumbağa kardeş böyle acele nereye?
- Ormana maliyeciler gelmiş duymadın mı? Onlardan kaçıyorum.
- İyi ama senle ne ilgisi var? diye sorar leylek.
- Olmaz olur mu bende ev, hanımda ev, çocukta ev….

Bunu duyan leylek ormanı terk etmek için koşmaya başlar. Maymun leyleği görür ve sorar:

- Hayrola leylek kardeş böyle acele nereye?
- Ormana maliyeciler gelmiş duymadın mı? Onlardan kaçıyorum
- İyi ama senle ne ilgisi var? diye sorar maymun.
- Olmaz olur mu? Bende yazlık, hanımda yazlık, çocukta yazlık…

Bunu duyan maymun paniğe kapılır ve ormanı terk etmek için koşmaya başlar. Bir müddet sonra yavaşlar ve şöyle der:

- Ya ben niye koşuyorum ki! Benim *ıçım açıkta, hanımın *ıçı açıkta, çocuğun *ıçı açıkta….

 


            Yukarıdaki fıkrayı ilk duyduğumda o kadar gülmüştüm ki anlatamam size. Sağ olasın Aydın ağabey, kulakların çınlasın. Memleketimizin çözmesi gereken onca ciddi meselesi olmasına rağmen, mesele haline getirilen ve kimseye fayda sağlamayan yürüyüşler, gösteriler, atışmalar, siyasi propagandaları, türban mı, başörtüsü mü, yazma ya da tülbent mi şeklinde hiç gereği olmayan tartışmalarla, esas konularımıza ağırlık veremediğimiz gerçeğine ne kadar üzülsek az. Mamafih, moda en çok konuşulanı haber yapmak, popülist yaklaşımda yer edinmek ise ben de bir şeyler karalayayım istedim bu konuda.
              Daha önceki yazılarımda da değindiğim gibi birlik beraberlik içinde olmamız gerekirken, bin bir dalavere ile bizi birbirimize kırdırmaya çalışan kesimlerin oyunlarına şimdiye kadar hep geldik, hala da gelmekteyiz. Gerilmiş bir ok gibi duran, açlıkla, yoksullukla, işsizlikle boğuşan halkımızı yaydan fırlatmak o kadar kolay iken, birilerinin sağduyu çağrısı yapması gerekirken, maalesef sadece gerilmiş olan okun ucuna bağladıkları mazotlu beze kibrit çakmaları beni de çileden çıkarıyor.
                Bir başbakan düşünün, milletin temsilcilerinin başı. Seveni de olur sevmeyeni de liderim diye gezenin. Liderim diyorsan, lider gibi davranmalısın. Bakınız, Basketbol organizasyonunda madalya töreninde yuhalanan bir başbakan ve cumhurbaşkanı görmekteyiz ülkemizde. Ne kadar ayıp, ne kadar utanılacak bir durum değil mi? Başbakanı ben de sevmem, lakin o gün orada yapılanlar beni de üzmüştür. Zira bir milletin Başbakanı yuhalanmakta, hem de kendi temsil ettiği millet tarafından.
            Ne kadar tasvip etmemiş, utanmış olsam da o günkü eylemlerde, benim eleştirim Başbakana. Efendim, millet gergin! Kim gerdi, siz! Nasıl gerdiniz? “Bitaraf olanı, bertaraf ederim” dediniz, sonra 'ederim demedim, olur dedim' dediniz. Her ne ise, ama görüntü sizin taraf olduğunuzu gösteriyor. Rakibiniz de olsa, sizi sevmesek de, oy vermesek de, birilerinin oyu ile bu memleketi yönetiyor iseniz, sadece size oy verene taraf olmamalısınız ki, karşınıza bitaraflar çıkmasın. Halkı ayrıştırmaktan ziyade, birleştirmeye yönelik mesajlar vermelisiniz ki güvenelim samimiyetinize. Efendim herkes bir taraftadır, mesele benim gibi tarafsızların size bunları söyleyebiliyor olması meselesi de değildir. Mesele sizin tarafsız olmanız meselesidir. Size yapılanlar saygısızlıktır evet, doğru kabul ediyoruz. Fakat ne demiş atalarımız; kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi, başkasına yapmayın. Siz eleştiriyor iken, eleştirilmeyi de göze alacaksınız ki, iğne-çuvaldız diyebilesiniz.


            Şimdi fıkraya dönüyorum, Efendim lütfen bu 'sözde türban meselesini' çözmeye başladığınız zaman, başı türbanlı fakat, .ıçı açık türbanlılara da bir çözüm bulunuz. Çünkü ben merak ediyorum, başını örtünce her şey halloluyor mu, mesele başı örtmekte mi? Giydiği kot pantolonu ile J.lopez'i aratmayan, üstündeki T-shirt yahut bodysinden vücut ölçülerini hesaplayabildiğimiz, fiziki harita gibi karşımızda duran, kolları, parmakları altınlarla kaplı, kendinden biraz uzunca birinin gerdan altından baktığı zaman göbek deliğini görebildiği başı türbanlılara da bir çözüm istiyorum. Bu mudur Müslümanlık, örtünmek bu mudur diyenlerden olarak, insanların İslamiyet'i belki bilerek, belki bilmeyerek çirkinleştirmesinin ve ya öyle göstermesinin önüne geçin.
            Yoksa ormana maliyeci girmiş, maymunun nesine. Zira başı örtük ama .ıçı açıklar benim gözümde maymundan öte değildirler ve bu maymunlar yüzünden, insanları yaşamaya çalıştıkları dinlerinden uzaklaştırmayın. Kötü örnekleri almaya müsait insanlar varken, bu örneklerin çoğalmasını beklemeyin. Madem onlar da sizin seçmeniniz, önce kendi seçmeninize çeki düzen veriniz üzerlerindeki söz hakkınızı ya da artık seçim sürecindeki dayatmanızı kullanarak.

Sevgi ve saygıyla kalın.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (26)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Köşe Yazıları Haberleri