Tüketici Bilinci

.

Biliyor musunuz GSM şirketlerinin her reklamını izlediğimde aklım başımdan gidiyor, şaşkınlık, öfke ve de yani bu denli de olmaz ki diye hayıflanıyorum. Ülkemiz her teknolojik yenilikte olduğu gibi özellikle de  telefon konusunda oldukça yenilikçi, Öyleyiz de ne mi yapıyoruz ? Söyleyeyim Hiç bir şey. Telefonunuz evden eve ya da uluslar arası görüşmelerde şu kadar kuruş diye bir yığın laf kalabalığı yapılıp, güzel cümlelerle biz tüketiciler tahrik ediliyoruz sadece. Ancaak : gel gelelim, bu tür fiyatların en alt dilim olduğu, üst dilim fiyatlarının da farkında olmadan tuzağına da düşürülüyoruz. Hiç dikkat ettiniz mi? Reklamlarda KDV dahil deniyor, bir bakıyorsunuz faturalara ÖTV 'Özel Tüketim Vergisi ve abonelik adı altında hiç anlamadığımız ve garip gelebilecek şekilde ücretler ekleniyor mu ? Haa ! bir de dakikası en fazla şu kadar kuruş deniliyor. bir hesaplıyorsunuz ki dakikası daha farklı rakamlar çıkıvermiş ortaya. İşin doğrusu şudur aslında. Faturalarda hizmetin süresi ve süreye göre hesaplanan bedel açıkca belirtilmelidir ki. Anlayalım mevzuyu. şaşırmayalım. Oysa Vergi Usul Kanunun ilgili maddesine göre tüketici olarak bizler ayrıntısı belirilmeyen toplam sürelerden yola çıkılarak düzenlenen faturalara güvenmek zorunda mıyız ? Allahını seven beri gelsin ! Hangimiz faturalarda görüşmenin başlama ve bitiş zamanları ile karşılığında tahakkuk eden ücreti görebiliyoruz ki ?

 

İşin doğrusu ne olmalıdır biliyor musunuz ? Tüketici, yani bizler, faturalarda görüşmelerin başlama ve bitiş zamanları ile karşılığında tahakkuk eden ücreti açıkca görebilmeliyiz. Sayın GSM'ciler konuyu kendilerince halletmişler ki, ancak itiraz edip, dilekçelerle tüketici haklarına müracaat eden müşterilerine böyle bir hizmeti veriyorlar. iyi mi ? Değil tabi.


Tüketicinin, faturadaki ücretin doğruluğunu kontrol edip anlayabilmesi için faturanın eksiksiz  ve anlaşılır bir şekilde düzenlenmesi gerekmekte midir ? Evet. Peki yine soruyorum kendime : . Sabit hatlarda görüşmelerin %80'i şehiriçi olmasına karşın, abone bu görüşmeleri faturada görülüp kontrol edebiliyor mu ? Hayır. 

Haa bir de şu meşhur  GSM işletmelerinin tarifeleri  kafalarımız allak bullak edilerek tüketiciler tarafından kıyaslanamaz bir hale getirilmesi meselesi var. Bu şirketlerin çeşitli tarife paketleri ve kampanyalarıyla birlikte fiyat listeleri de son derece değişik ve karmaşıklaştırılmıştır. E bu da güzel değil mi ?  Tüketicilerin “hangi tarife paketi, hangi kampanya daha ekonomiktir” diye bir karşılaştırma yaparak kendisine uygun olanını seçmesi artık imkansız haldeyken . inanın  kendimce işin içinden çıkamadım.

İşletmelerin gelirlerinin önemli bölümü hatalı tarife paketi seçimlerinden kaynaklanıyor. Bu tarife paketlerinin de şirketlerin keyfince sık sık tüketiciler aleyhine değiştirildiğine inanır olduk.
 
 Akşama kadar konuşur dururuz. Şu kadar kontörüm kaldı. şu kadar gitti diye. Peki kontör ne biliyor muyuz? Ha bu şirketler var ya bu şirketler her birinin kontörlü paketlerinde ve yaptıkları kampanyalarında farklı farklı kontör uygulamaları var. Bir bakıyorsunuz şu kadar zamanda, şu kadar kontör alırsanız size bu kıyak, bu iyilik! . Sanki ulufe veriyorlar. Doğru mu? Oysa kontör dedikleri şeyin standart bir tanımı falan da yoktur ha ! .Hani şu eski telefonlarımız vardı. hatırlarsınız belki. orada görüşme süresine göre, her periyotta bir numara atardı. buna da kontör demişler. Sonra gelişmiş santrallarde 12 khz bir ücretlendirme sinyali geldikce bir birim ücretle çarpılarak faturalandırma yapılır hale gelmiş. Görüşmelerin uzaklığı arttıkça gelen sinyalin sıkığı da artıyormuş.

Şimdi ne mi oluyor peki ? GSM şirketleri uygulamalarında, görüşme başladığı anda hoooop bir kontör gidiyor. İşin garip tarafı şu. cebimizden kaç para çıkıyor bu belli değil, Nedeni de kontörün belirlenmiş açık ve net bir fiyatı yok, aranılan yöne, konuşma süresine ve alınan paketlere göre sürekli değişkenlik gösteriyor. Bu nedenle bizler de reklamlarda kolayca yanılıyoruz işte. Sıkıntı burada başlıyor.

 

Halbuki, bir kontörün süresi ve bu sürenin kaç kuruş olduğu açıkça belirtilmiş olsa, biz de kaç kontör harcadığmızı, yaptığımız görüşmelerin karşılğı ile faturalarımızın toplam bedelinin ne kadar olduğunu anlar ve hesabımızı da ona göre yapabilirdik.

GSM şirketlerinin bu kontör paketlerindeki karmaşasına da  bakarmısınız bir. Kuruş/dakika. TL/dakika. 10 kuruş/4 dakika. 5 kontör/dakika. 10 kontör/5 dakika. İyi hoş da kardeşim. bu bilmeceyi çözebilecek kaç kişi vardır bir allahın kulu da bize söylesin. Söylesin ki bilelim.

Haa  !   Şu meşhur kontör atım süreleri. hani şu meşhur dakika/kontör tarifesinden ücretlendiriliyoruz ya. Görüşmeye başladığımızda 1 kontör parası cebimizden çıkmış oluyor. Örneğin 61 saniyede görüşmeyi bitirdik. Bu arada 2 kontörü de yemiş oluyoruz. iyi mi ? Halbuki, ödediğimiz ücretle 59 saniye görüşme hakkımızın olması gerekiyordu. GSM şirketleri bizim bu alacağımız olan 2 kontörü hayatta bize geri ödemiyorlar.

Tarife karışıklığının en doğru çözümü uzmanların belirttiğine göre, saniye uygulamasının oturtulması. kim kaç saniye görüşüyorsa, birim ücretle çarpılarak görüşme tutarının belirlenmesidir diyorlar. Bu şekilde tüketici, yaptığı görüşmelere ne kadar para ödeyeceğini, düzenlenen faturaların doğru mu, yanlış mı olduğunu kolaylıkla anlayabilir.

 

 

Oysa şimdi yapılan ne ? Söyleyeyim: Ayrıntılı faturalar bile kontör karmaşası haline getirilmiş, şu yazdığım bilmece sebebiyle bizler tarafından doğru anlaşılamayan şeyin aslında işletmelerin işine gelmesidir.. Eğer görüşmeler saniye bazında olsaydı durum kolaydı. Ama tüketici olarak bunun farkına varan sayısı o kadar az ki.

Ben ne anladığımı söyleyeyim bu işten. Belli ki, yasal eksiklik de var, Ve gerekli , etkin önlem almamasıdır ilgili idari kurumun.  Tamam bu doğru. Anladık diyeceksiniz biliyorum.
Peki bu işte bizlerin hiç mi hatası yok. Var. öyle bir var ki sormayın. Laf dönüp dolaşıp bilinçli tüketiciye geliyor her durumda.  Çünkü haklarını kullanıyorlar. Nasıl mı kullanıyorlar ? Mal ve hizmet satın alırken temel ihtiyacını ön planda tutuyor, Satın alacağı mal ve hizmetlerin kaliteli, güvenli, ucuz ve sağlıkıl olması konusunda araştırmada bulunuyor. Firmalar arasındaki güvenirliliği ön planda tutuyor,  Haklarına sahip çıkıyor ve savunuyor, Çevreye karşı duyarlı oluyor, Yurdunun ve dünyanın her köşesini evi gibi düşünüyor. Her çeşit savurganlık ve israfın karşısına dikiliyor ve en önemlisi tüketici haklarının yerleştirilmesi ve korunmasının organize olmaktan geçtiğine inanarak tüketici bilincinin gelişmesine de ön ayak oluyor. Saygı ile

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri