Dengir Mir Mehmet Fırat'ı TV'de izleyen çocuklar ve siyasete biraz mesafeli vatandaşlar ne düşünüyorlar acaba?
Herhalde onun partideki görevinin muhalif çevrelere küfür ve tehditle baskı kurmaktan sorumlu genel başkan yardımcılığı olduğunu zannediyorlardır!
Böyle bir makam yoktu ama son dönemdeki yolsuzluk haberlerinin iktidar partisinde yarattığı moral ve güven tahribatı bu ihtiyacı doğurmuş olabilir...
Ama boşuna bir iktidar partisi medyanın özgürlüğünü, yargının bağımsızlığını gaspederek, özgür ruhlu kurum ve bireyler üzerinde terör estirerek halkın kendisine yeniden güven duymasını sağlayamaz.
Bunun yolu, demokratik denetime açık olmak, hukukun üstünlüğüne ve basın özgürlüğüne saygılı olmaktır.
Palavrayı bırakın !
AKP yönetici kadroları bu gerçeği Deniz Feneri'ni döven kızgın dalgalar sayesinde fark etmeye başladı galiba.
Milletvekillerine verilen dokunulmazlık ayrıcalığına can simidi gibi sarılmış bir iktidarın temiz olduğuna inanılamaz.
AKP herhalde dayandığı seçmen tabanındaki uyanışı saptadığı için olmalı Dokunulmazlıkları kaldıralım palavrasını yeniden ateşin üstüne koymuştur. Palavra diyorum çünkü hamle samimi görünmüyor.
Meclis Başkanı Köksal Toptan dün şunu dedi:
Milletvekillerine de memura da, hâkime de öğretim üyesine de dokunulmalı. Uzlaşma komisyonu kurulabilirse tartışılması gereken en önemli konuların birincisi budur!
Hazin benzerlik
Toptan ayıp ediyor, çünkü gerçeği söylemiyor. Dokunulmazlık sadece parlamentere var, diğer kamu görevlilerinin yargılanma engeli yoktur. Onlar soruşturma iznine tabi olarak yargılanıyorlar.
O izni de siyasetçi kendi siperi gibi kullanıyor. Siyasetçi koruma garantisi vererek altındaki bürokratına kanunsuz iş yaptırıyor, sonra onu koruyarak suçlamanın kendisine ulaşmasını önlüyor.
Meclis Başkanı Toptan sanki kendileri dokunulmazlıkları kaldırmak istiyorlar ama uzlaşma komisyonu kurulamadığı için bu iş olmuyor görüntüsü vermeye çalışıyor.
Cumhurbaşkanı seçmekten tutun anayasa değişikliği yapmaya kadar hiçbir konuda uzlaşma aramayan bu parti şimdi iş milletvekili dokunulmazlıklarına gelince mi demokrat oluyor?
Hayır, inanacak aptal bulamazsınız buna!
Büyük çoğunluk Temiz Eller türü bir idealle AKP'nin bir araya gelemeyeceğini görmüştür artık.
Galiba Başbakan da halkın bu gerçeği gördüğünü fark etmiştir. Aksi halde önümüzdeki bayramın adını ülkeyi inkıraza yani tükenmeye götürecek kadar ciddi bir mesele yapmaya kalkar mıydı?
Ramazan Bayramı'na Şeker Bayramı demek kültürel erozyonmuş.
Bayramla bölmek
Kendimi bildim bileli orucunu tutup ibadetini yapan insanların bir kısmı Ramazan Bayramı, bir kısmı Şeker Bayramı demişlerdir. Bundan dolayı din zarar görmemiş, toplum bölünmemiştir.
Bizans'ın son günlerindeki melekler kız mı, oğlan mı tartışmalarını hatırlatıyor Başbakan'ın tutumu. Başbakan bu hazin benzerliği görmez mi?
Görür ama ne yapsın şu aralar dürüstlük, şeffaflık gibi değerlerden bahsetmenin beyhudeliğini görmüş ve siyaseti iyi bildiği din sömürüsü minderine tekrar taşımanın gayretine girmiştir.
Ama nafile... Soyulan bir halkın dikkatini dağıtmak kolay değildir !
Kaynak: gmengi@gazetevatan.com,25.09.2008
Soyulan bir halkın dikkati dağılmaz !
.
İlk yorum yazan siz olun