Sokakların Muhabiri: Ali Gündoğan

Temel Irmak

O, Marmaris sokaklarında sabahın serinliğinden gece yarısının sessizliğine kadar, elinde fotoğraf makinasıyla yürüyen bir adım.

Kimine göre sadece bir gazeteci…

Bana göre ise vefanın, cesaretin ve “deli” yüreklerin sembolü.

Ali’yle tanışıklığımız 1998 yılına dayanır.

O zamanlar Marmaris Postanesi’nde çalışıyordu, dağıtımdan sorumluydu.

Murathan İş Merkezi’nde ofisim vardı, Bayrak Gazetesi’ni çıkarıyordum.

Her sabah postayı getirirdi. Ben de şakalaşmadan duramazdım: “Bak postacı geliyor, herkese selam veriyor…” diye mırıldanırdım.

Gülerdi, sırtını dönüp giderdi ama selamını hiç eksik etmezdi.

Zaman geçti, roller değişti. O kalemle tanıştı, ben kamerayla. Ali sokakta kaldı, ben haberin içinde. Ama bildiğimiz bir şey vardı:

Ali’nin dilinde eğrilik yoktu. O, düşündüğünü doğrudan söylerdi. Dolambaç bilmezdi.

Gazeteci Ali Gündoğan, mesleğe başladığı ilk günden bugüne, her haberi bir dava, her kareyi bir belge gibi gördü.

Marmaris’in ara sokaklarında çıkan bir yangında, barlar sokağında yaşanan bir asayiş olayında, ya da bir çocuğun kayıp haberinde...

İlk onun sesi yükseldi. Çünkü o, haberi uzaktan değil, içinden yaşadı.

Kimi zaman polisten önce olay yerindeydi, kimi zaman ise sessizce objektifini doğrulttu acının tam kalbine.

2012 yılında ağır bir trafik kazası geçirmiştim. Uzun süre evde istirahatteydim.

Bir akşam elinde çiğ köfteyle kapımı çalan Ali’yi hiç unutmam.

“Sen yatarken ben yalnız yiyemem,” diyecek kadar vefalı, dostluğun hakkını veren bir adamdı o.

Herkes işine bakarken, o dostuna koştu. Ali Gündoğan sadece muhabir değil, Marmaris’in hafızasıdır.

Onun çektiği fotoğraflarda tarih var, Not defterinde yüzlerce insanın hikâyesi.

15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında ölümle burun buruna geldi. Ama “deli cesaretiyle” haberi çatışmanın ortasından çıkardı.

Aynı kadrajda hem yangını, hem gülümseyen çocukları gösterebilecek kadar yüreği geniştir onun.

Ali kendini “sokak muhabiri” olarak tanımlar.

2000 yılından bu yana ulusal ve yerel medyada muhabirlik, editörlük, yazı işleri müdürlüğü yaptı.

Ama ne olursa olsun, en çok sokağa yakıştı Ali. Çünkü kalemi bazen sertti, ama yüreği hep sıcaktı.

Marmaris’te birçok kişi koltuk ararken, o gerçeklerin peşine düştü. Cesareti, zaman zaman yalnız bıraktı onu.

Ama inat etti, yazdı… sustu… sonra yine yazdı. Ali Gündoğan’a “deli” diyenler oldu. Ama biz biliriz:

Bu kentte Marmaris’i Marmaris yapan, işte bu deli yüreklerdir. Varsa hatası, dostluğundandır. Vardır sevabı, halkın içinden çıkmadandır.

Ali Gündoğan… Sen bu kentin sadece asi çocuğu değil, Bizim deli Ali’miz olarak kalacaksın.

Ve bugün hâlâ onun haberlerini gördüğümde yüzümde bir tebessüm olur. Çünkü bilirim: O haberi yazan kalem, yalnızca mürekkep değil; emek, ter ve gönül akıtır. Sokaklar seni iyi tanır Ali… Ve biz de! Yazmaya devam...

Allah'a Emanet Olunuz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Köşe Yazıları Haberleri