SEVMEK NEDİR, NE DEĞİLDİR

Güven KARABENLİ

Kadın olsun erkek olsun eğer sevgiliniz veya sevgiliniz olduğunu sandığınız insan "kaşın şöyle, gözün böyle, burnun kemerli, kulakların kepçe, boyun kısa, götün büyük, göbeğin kat kat, gözlerinin altı siyah, memelerin sarkık, ağzın eğri " gibi kusurlar sıralıyorsa hiç vakit kaybetmeden hemen basın kıçına tekmeyi, atın hayatınızdan. Çünkü o sizi sevmiyor, hak etmiyor. Hiç tereddüt etmeyin, dünyaya bir kez geliyorsunuz. "Suit yourself, kusursuzunu bul o zaman lan" deyin. Çekmek zorunda değilsiniz, Defolsun gitsin, o kadar.

Seven insan kusur aramaz, seven insan kusurları görmez, seven insan kusurları görse de görmemezlikten gelir, bir bok bulmuş gibi pislik yapıp söylemez. Seven insan sevdiğini kusurlarıyla sever. Kusurlarını da sever. Hatta güler eğlenir.

Yeşil gözlü güzel kadın kitaplara geçecek kadar güzeldi. Yalnız ayakları büyük, ayak bilekleri kalındı. O ayaklar ve bilekler sanki ona ait değilmiş gibi dururlardı.

Bazen ayaklarını işaret eder "Tavus kuşu gibisin yav Yasemin, bırak bu ayakları" derdim, gülerdi. " "Ama ben senin koca kafandan hiç şikayet etmiyorum Güvencim" diye cevabı yapıştırırdı. Ben de "kafam sadece kocaman olsa neyse, aynı zamanda çok kalın biliyor musun?" Derdim. "Bilmiyordum evlendikten sonra öğrendim, artık biliyorum " der, kahkahalarla gülmeye başlardık. O kadar gülerdik ki gözlerimizden yaş gelirdi.

Birbirimize sarılır sarılır gülerdik.

O benim kafamı öperdi, ben de onun ayaklarını okşardım.

İşte benim yaşadığım inandığım, alıştığım, beklediğim sevgi de, sevgili de bu.

Acelem yok yeni bir sevgili bulmaya. İnanın hiç acelem yok. Yaşamım da herşey kendi kendine oluştu benim hiç zorlamadan. Aşklarım, evliliğim herşeyim. Her seferin de yukarıda ki karar verdi, ben uyguladım. Bir kez acele ettim, ona da şeytan karıştı.

Olursa olur. Olmazsa olmaz. Aşkı zirvede yaşamışım ben zirvede de bırakırım.

O kadar yani.