ÖNER YAĞI VE ŞÜKRÜ ERBAŞ’LA TAŞHAN’DA

.

Bu yılki kitap fuarına Adnan Binyazar, Firdevs Gümüşoğlu, Işık Kansu, Murat Sayın, Nilgün Gürkan, Sevgi Özel, Müslüm Çelik, İsa Küçük, Ayşenur Yazıcı, Ayşegül Koca, Deya Akbıyık, Kevser Ruhi, Ayşen İpekoğlu, İlhan Taşçı, Celal Binzet, Daver Darende, Turgay Delibalta, Fatma Çağlayan, Feyzullah Budak, Seda Aydın, Erman Bazo, Raşit Özdemir, Murat Demirkol, Savaş Ünlü, Şükrü Erbaş, Öner Yağcı, Emine Özgenç, Şahan Özgenç, Mustafa Erkal, Cemil Eren katıldılar. 

Fuara damgasını vuran kuşkusuz Bartın Valisi İsa Küçük’ün Halet Abla Destanı kitabı üzerine yapılan söyleşiydi. Söyleşiyi Şair Müslüm Çelik’le birlikte yaptılar. İlgiyle izlenen söyleşi, okunan şiirler ve Müslüm Çelik’in söylediği türkülerle daha bir güzelleşti. Fuarın bir diğer onur konuğu Adnan Binyazar’ın doyurucu söyleşisi ilgiyle dinlendi.

Konukların çoğunu yakından tanıyorum. Güzel dostlarımız. Özellikle Şükrü Erbaş’la birçok etkinliğe katıldık. Onun söyleşileri, birlikte olduğumuzda muhabbeti çok ilginç olur. Oturup sabaha dek dinlersiniz, zaman nasıl geçmiştir farkına varmazsınız. Ve sevgili bir başka dost Öner Yağcı. Öğleden sonra dinledik. Program sonu Taşhan’da buluştuk. Söz aldı başını gitti. Gülüştük, dinledik, yeri geldi konuştuk. Masamızda Keramettin Çetin, Mustafa Şahin, Noyan Erçeliköz, Selçuk Bölük masamızı zenginleştirdi.

Öner Yağcı ve Şükrü Erbaş, öğrencilerle güzel bir söyleşiler yaptı. Öğrenciler ağırlıktaydı, salon da ağzına dek doluydu. Öner Yağcı, güzel bir konuya değindi. “Gençlik kendini edebiyatla bulabilir. Ülkemizde güzellik, aydınlık ve özgürlük arayan toplumsal kesitlerin içinde gençlik yok artık. Eğer bir yerde gençlik yoksa o toplumun geleceği yok demektir. Gençliğin de birey olmaktan çıkarak toplumsal bir kesit haline gelmesinde onun insanlaşması, kimlikleşmesi ve bir takım birikimlerle kendisinden sonra nasıl bir yaşam biçimi istediği önemlidir. Gençlik kendisini bulabilmesi için edebiyatla iç içe olmalıdır,” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Şiirlerden de örnekler okudu. Şiirleri de konuşması gibi ilgiyle dinlendi.

Şükrü Erbaş konuşmasında kitap ve kitap okuma üzerinde durdu. Konuşmasının konu başlığı “Nasıl bir okuma?” biçimde oluşturulmuştu. Şükrü Erbaş,”Bartın kitap fuarı en uzun soluklu bir kitap fuarı olarak karşımızda somut olarak duruyor. Bartın’a daha önce de geldim. Her geldiğimde aydınlık insanlarla karşılaşmak beni mutlu ediyor. Karşımda da liseli arkadaşlarım çoğunlukta. Ben de sizin yaşlarınızdayken yazmaya başlayıp başlamama konusunda kararsızdım. Başlarsak ondan kurtuluşumuz yoktu. Sonra beni havuza kim itti diye iteni aramaya başlarsınız. Karar vermek gerçekten çok zor bir alan bence. Şimdi gelelim bir gerçeğe, toplumumuzun acı bir gerçeği aslında. Aşk-ı Memnu dizisinin yeni gündeme geldiği günlerde iki genç kitapçı vitrininde kitabı görürler. Hayret ederler, aaaa, dizinin kitabı çıkmış, derler. İşte acı gerçek, burada yatıyor. Okumuyoruz, okuyanı da pek anlamak işimize gelmiyor. Dünyada okumada 86. sıradayız. Bu acı bir durum, haksız mıyım?” diye konuştu.

Şiirlerinden örnekler sundu. Konuşmasında her zaman yaptığı ince nüktelerini kullandı. Özel, güzel bir söyleşi olmuştu. Şükrü Erbaş ve Öner Yağcı’nın söyleşileri arka arkaya olmasına karşın ikisi de ilgiyle izlendi.

Taşhan’da gülüyor, konuşuyorduk. Salonda dinlemediğimizi dinliyorduk. İki saate yakın süre geçmişti farkında değildik. Sosyal Tesislerde akşam yemeği vardı. Yemeklerde Belediye Başkanı Cemal Akın konukları yalnız bırakmıyordu. Bartın valisi İsa Küçük de bir hafta süre içinde akşam yemeklerinde çoğu gece bizleri yalnız bırakmadı.

Sosyal Tesislere geldiğimizde Vali Bey, Belediye başkanı gelmişlerdi. Masa başına oturduk. Konuşma başlamıştı. Şükrü Erbaş yine bulunduğu ortama renk katıyordu. Öner Yağcı da konuşuyor, geceyi renkli bir duruma getirmek için elinden geleni yapıyordu. Bir akşam yemeği ancak bu kadar uzayabilirdi. Gecenin geç saatlerine dek süren gece belleklerimize kazınmıştı. Şükrü Erbaş, vallahi, ilk kez çay içerek bu saatlere dek kaldık, sohbetimiz uzadı, çayla da söyleşilebiliyormuş, derken gülerek ona katılıyorduk…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri