Muğla’nın 13 ilçesi içinde tek kadın belediye başkanımız olan Gonca Köksal Aras’ın son günlerde “Basın Parkı” üzerinden yaptığı açıklamayı dikkatle okudum. Koltuğa oturana kadar “olumlu eleştirilere açığız” diyenlerin, iş kendilerine dokunduğunda bir anda mesafe koyması yeni bir şey değil. Otuz yıldır bu mesleğin içindeyim; bu tür çıkışların birçoğunu gördük. Hepsi gelir geçer ama iz bırakır. Bu olayda da iz belli oldu.
“Basın Parkına çöküldü” sözünün altına imzamı atıyorum
Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Süleyman Akbulut’la iki dönem aynı yönetimde yer aldım. Kendisi cemiyet üzerinden menfaat devşirecek biri değildir; bunu herkesten iyi bilirim.
O yüzden Akbulut’un söylediği:
“Basın Parkına çöküldü.”
sözünün altına gönül rahatlığıyla imzamı atıyorum.
Bu cümle bir gerçeğin ifadesidir, abartı değil.
Belediyenin açıklaması konuyu daha da büyüttü
Menteşe Belediyesi’nin yayınladığı “Kamuoyuna Duyurulur” başlıklı bülteni satır satır okudum. Amacı tansiyonu düşürmek olmalıydı ama tam tersine, açıklama savunmacı bir dille kaleme alınmış ve tartışmayı daha da büyütmüş.
Açıklamada öne çıkan ifadeler:
“YouTube’da yayınlanan videoda ‘Basın Parkına çöküldü’ gibi yakışıksız yorumları üzüntüyle izledik...”
“Park belediyemize aittir, yenilemesi belediyemizce yapılmıştır...”
“Mevcut adın daha kapsayıcı olduğu değerlendirilmiştir...”
Sanki kimse parkın yenilenmesine itiraz etmiş gibi bir hava yaratılıyor. Kimsenin itiraz ettiği şey bu değildi!
Mesele yenileme değil, mesele isim ve bu ismin taşıdığı anlamdır.
Gonca Başkan, bu işin bahanesi yok
Gonca Köksal Aras dik durmalıydı.
“Muğla Gazeteciler Cemiyeti Basın Parkı” ismine dokunmamalıydı, dokundurulmamalıydı. Orası, bu şehrin gazetecilerinin alın terini, emeğini ve kaybedilen meslek büyüklerimizin hatırasını taşır. Bu ad bir cemiyetin çıkarı için değil, basın camiasının onuru için istenir.
İki farklı cemiyetin dilekçe vermiş olması bahane değildir.
Herkes bilir ki Muğla’da bu işi gerçekten hakkıyla yapan bir cemiyet varsa o da Muğla Gazeteciler Cemiyeti’dir.
Herkes çıkar peşinde değil… Ama olanlar da ortada
Akbulut’u tanırım; kendi çıkarı için cemiyeti kullanacak biri olmadığını bilirim.
Ama diğerlerini de bilirim… Bazılarının “yalakalık paçalarından akıyor” demem boşuna değil. Park tartışması bile bazı kişilerin nerede durduğunu göstermeye yetti.
Konu büyümeden çözülmeli
Bu tartışma gereksiz bir şekilde geriliyor. Bunun bir kan davasına dönmesine gerek yok. Yapılması gerekenler son derece basit:
Basın Parkı’nın ismi, gazetecinin emeğini sahiplenen şekilde korunmalı,
Belediye eleştiriye tahammül etmeli,
Cemiyetler arası çekişme değil, mesleğin itibarı merkeze alınmalı,
Topu taca atan açıklamalarla değil, doğrudan ve net bir iletişimle sorun çözülmeli.
Kısacası Gonca Başkan’ın yapması gereken şey, basının yanında durmak ve bu hatayı telafi etmektir.
Basın Parkı yalnızca bir park değildir
Bu mesleğe yıllarını veren insanların hatırasıdır.
Siyasi hesaplara, protokol pazarlıklarına, “kapsayıcı isim” kılıfına sığmaz.
Bu mesele doğru yönetilirse herkes kazanır; yanlış yönetilirse uzun yıllar unutulmayacak kırgınlıklar bırakır.
Ve son olarak: Olmadı Gonca Başkan… Bu kez hiç olmadı.
Binaenaleyh, Parkı kendi paranızla mı düzelttiniz yoksa halkın parasıyla mı yapıldı?
Allah'a emanet olunuz.