Bugün 24 kasım 2009 salı.
Şimdi sizlere, gün öğretmenler günü. Bir iki şey söyleyin dediklerinde, aklınızdan neler geçtiğini az çok biliyorum, Biliyorum çünkü; her yıl aşağıda yazılanlara benzer şeyler söylenir durur bir işe yararmış gibi.
Bakın ! Neler mi söylenir ? Gelin birlikte tekrar edelim:
'Yarınlarımıza ışık tutan, geleceğimizin aydınlatıcısı, eğitim dünyamızın emekçileri olan çok değerli öğretmenlerimiz için önemli bir gün 24 Kasım. Ülkemizde yaşanan önemli sorunların bir parçası olarak tüm çalışanlarımızın olduğu gibi öğretmenlerimizin sorunları olduğunu biliyoruz. Ekonomik anlamda sıkıntı yaşadıklarını, akademik ve bilimsel anlamda kendilerini geliştiremediklerini herkes bilmektedir. Bizler; öğretmenlerimizin/öğretim üyelerimizin ve tüm eğitim emekçilerinin; daha çağdaş, daha demokratik, bilimin yol gösterdiği bir ortamda, ekonomik olarak tüm sorunlarının çözülmüş olarak; öğretmen-öğrenci dayanışması ile eğitim ve öğretime katkıda bulunarak geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimizi yetiştirebilmelerini arzu ediyoruz.
Ülkemizin çağdaş dünyada yer alabilmesi, Atatürk ilkelerinin ve devrimlerinin yaşama geçirilmesi, elinizdeki meşale ile yarınlarımızın aydınlatılması siz öğretmenlerimiz sayesinde mümkün olabileceğini biliyoruz. Belki içinde bulunulan ortam bu beklentileri yerine getirmek için olanaksızlıklara dolu olsa da, Atatürk ve onun devrimlerinden ilham alarak yetişen öğretmenlerimizin bu zorlukları aşabileceklerini düşünüyoruz.
Ülkemizin eğitim dünyasına çok büyük katkılarını bildiğimiz Hasan Ali YÜCEL'in " Bilmek yapmaktır, öğrenmek değişmektir " sözünü bir kez daha hatırlayarak bizlerde; öğretmenlerimize en içten saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz. Veleddalin amin !
N'oldu peki ? bitti mi? Bu mu ? gelişmiş ülkelerden hangisi sayarsak sayalım, en iyi maaş alan meslek statüsündedir öğretmenler. Bizde mi? Sormayın ayıp olur. Peki karda kışta yolu izi olmayan yerlere gidenlerden değil midir öğretmenlerimiz? Buna da evet. Peki Mustafa Kemal'in öğretmenler ve eğitimciler için söylediği sözlerden örnekler verelim mi ? haydi verelim:
'Öğretmenler, Yeni nesili, cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.
'Cumhuriyet sizden 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür' nesiller ister. Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır.' Eserin kıymeti, sizin becerinizin ve fedakarlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır. Cumhuriyet; fikren ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli muhafızlar ister. Yeni nesli, bu özellik ve yetenekte yetiştirmek sizin elinizdedir
'Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir ulus henüz ulus adını almak yeteneğini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle denir, ulus denemez. Bir kitle ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere gereksinim duyar.'
Vallahi sizi bilmem ama, öğretmene bu kadar görev ve sorumluluk vereceksiniz. Sonra da haydi yolun açık olsun diyeceksiniz. E bu da güzel ! Ama olmuyor işte, Eğitimcimizin yüreği burkuk. İçi acıyarak ülke sevdası uğruna çocuklarımızı, gençlerimizi hayat'a yetiştirme telaşındalar. Buna bir çare 'doktor' !
Saygılarımla