Yılbaşına yeni girmişken bir Noel Baba tartışması aldı başını gitti. Bir müftü dedi ki
‘’Noel baba düzgün bir adam olsaydı bacadan değil kapıdan girerdi’’. Kimisi karşı çıktı ‘’Noel Baba Hıristiyanlık adetidir falan diye.
Kendimizi yine incir çekirdeğini doldurmayan tartışmaların içinde bulduk.
Hazreti Mevlana bir gün Konya’da beraberinde üçbeş öğrencisiyle yürüyormuş. Karşısından bir Papaz Gelmiş. Papaz, Mevlana’yı gördüğünde elinden gelen hürmeti göstermiş. Eğilmiş. Fakat Mevlana bunun üzerine Papaz’dan daha çok eğilmiş ve daha fazla hürmet göstermiş. Sonra yollarına devam etmişler.
Mevlana’Nın oğlu Bahaeddin Veled babasına demiş ki:
Babacım sen ki gönüllerin sultanısın basit bir papaz karşısında neden daha çok eğildin ki’’
Hazreti Mevlana cevap vermiş.
‘’Papaz efendi tevazu nimetini elimizden almaya çalıştı ama şükür ki kaptırmadık’’.
Bütün güzel ilişkilerin temelinde tevazu, saygı ve sevgi vardır.
Noel Baba dedikleri zatı muhterem aslında hemşerimiz sayılır. Antalya’nın Demre ilçesinde yaşamış bir rahip. O zamanlar çocukları ve büyükleri sevindirmek ve onları rencide etmemek için özel günlerde, Noel bayramlarında gizli gizli verirmiş bu hediyeleri. Zamanla Noel Baba’yı dilden dile dolaşa dolaşa geyikleriyle gökyüzünde uçan aksaçlı aksakallı sevimli bir ihtiyar haline getirmişler.
Bizim çocuklarımız Noel Baba’yı bilsin mi bilmesin mi?Ayrı bir konu.
Ama bizler boş şeylere fazla kafa yoruyoruz.
Bugüne kadar izlediğimiz çizgi filmlerin hangileri Türk ya da Müslüman işi.
Redkit mi?
Şirinler mi?
Tom ve Jerry’ mi?
Miki Mause mu?
Noel Baba bizim kültürümüzden mi değil mi tartışmasından çok çocuklarımızın hayatına güzellik katan neler var bizim ürettiğimiz?
Hayata güzellik katan şeyler evrenseldir.
Marmaris Çarşısında dolaşan bir turistin duyduğu ezan sesinden içinin huzur dolması gibi.