Değerli okurlar ülkemizde yaz ayları ortasında ormanlarımız yanıyor, her yıl aynı trajedi. Biz ise hala “kaç uçak var”
tartışıyoruz sadece 6 hafta ormanları askeri bölge ilan etsek sorun bitecek ama bekliyoruz çünkü tartışmaya
bayılıyoruz onsuz olamıyoruz.
Depremler, yangınlar oluyor yüzlerce, binlerce ölü ve büyük hasar oluşuyor. Biz hala inşaatlarda kontrol ve
sorumluluk işini çözemedik mahkemelerde netice arıyoruz.
Uyuşturucu sorunu Türk gençliğine zarar verecek diye tüm Avrupa ve Amerika yazdı, konuştu ne yapıldı?
Şimdi küçük çocuklara kadar indi başedebiliyor muyuz?
İnsanlarımız bir şekilde birbirine dargın gibi, trafiğe çıkınca bunu çok daha net görüyorsunuz. Kimse diğerine yol
vermiyor sadece burun çıkarta çıkarta zorla araya giriyorsunuz. Avrupa ise görünce herkes durup yol veriyor.
Sosyal medyaya bakıyorsunuz hayatta birbirini hiç görmemiş insanlar yazışarak birbirleri ile kavga ediyor, küfürleşiyor.
Çokta uzağa gitmeyelim Marmaris’in hemen her yerinde akşam ve gece sürü ile domuzlar iniyor. Hayvanlar çoğalıyor
ve karın doyurmak için çöp tenekelerine veya kendilerine çöp atanların ev önlerine gidiyorlar. Henüz bir kaza yok
ama olmayacak demek değildir. O zaman neyi bekliyoruz?
Bu hayvanların bir çocuk veya yaşlıya zarar vermesini mi? Ondan sonra mı harekete geçeceğiz?
Avrupa ve Amerika’da bu hayvanları satın alacak birçok firma var onlarla anlaşılamazmı? Hiçbir zaman öldürelim
demiyorum ama mutlaka bir çözüm bulunması şart.
Herşeyi büyümeden veya çoğalmadan neden çare aramıyoruz?
Bugün bu gibi sorunları Avrupa ve Amerika Üniversitelere veriyor ve oradan gelecek en kabul edilebilir çözüme
ise ikramiyeler verip bu şekilde sorunları rahatça çözüyor.
Biz neyi bekliyoruz?
Değerli okurlar Türkiye Cumhuriyeti dünyanın ve Avrupanın bir parçasıdır. Bugünkü dünya yapısında kendimizi ayrı tutarsak
büyük kayıplara uğrarız. Bugün artık bütün ülkeler birbirine bağımlı olduğunu artık anlamamız gerek.
Bu nedenle biraz olsun Dünyaya bakarak hiç olmazsa tecrübe sahibi olmamız şart.