Metin Ergun’dan TBMM’de ÇED Sistemi Eleştirisi: “Bilimsellikten Uzak Raporlar Güven Kaybediyor”

İYİ Parti Muğla Milletvekili Prof. Dr. Metin Ergun,

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı kapsamlı konuşmayla Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerine yönelik eleştirilerini bir kez daha gündeme taşıdı. Ergun, hem ÇED raporlarının hem de “ÇED Gerekli Değildir” kararlarının bilimsellikten uzak, şeffaf olmayan, tarafsızlıktan yoksun biçimde hazırlandığını belirterek mevcut sistemin güvenilirliğini büyük ölçüde kaybettiğini ifade etti.

Konuşmasında, ÇED mekanizmasının çevreyi, doğal yaşamı ve ekosistemi korumanın en kritik aracı olduğunu vurgulayan Ergun, “Bu süreçlerin hatadan, kasıttan ve çıkar ilişkilerinden arındırılması zorunludur” dedi.


---

Bilimsel Eksiklikler ve Şeffaflık Sorunları

Ergun’un aktardığına göre ÇED raporlarında görülen ilk ve en büyük sorun, bilimsel kriterlere uyulmaması.
Raporların çoğunda:

Bağımsız veri ve analiz eksikliği,

Yüzeysel proje tanıtım dosyaları,

Eksik çevresel değerlendirmeler


bulunduğunu ifade eden Ergun, Aydın’daki jeotermal sondaj projesini örnek göstererek “ÇED Gerekli Değildir” kararının mahkeme tarafından iptal edildiğini hatırlattı. Mahkeme, toprak ve su kirliliği risklerinin yeterince değerlendirilmediğini tespit etmişti.


---

Tarafsızlık Krizi: Rapor Hazırlayan Firmalar Proje Sahiplerince Finanse Ediliyor

Ergun’un dikkat çektiği ikinci kritik başlık ise bağımsızlık sorunu.
Raporları hazırlayan firmaların proje sahiplerince finanse edilmesinin, tarafsızlığı imkânsız hale getirdiğini söyleyen Ergun, “Bu durum kamu yararını gölgede bırakmakta, çıkar çatışması doğurmaktadır” dedi.


---

Halk Katılımı “Formaliteye” Dönüştü

ÇED Yönetmeliği gereği halkın görüşlerinin sürece dahil edilmesi zorunlu olmasına rağmen, Ergun bunun çoğu zaman yalnızca bir “göstermelik toplantı” düzeyinde kaldığını aktardı.
Halkın kaygıları dikkate alınmadığı için, sürecin meşruiyetinin zedelendiğini belirtti.


---

Projelerin Parçalanması ve Yargı Yolunun Tıkanması

Dördüncü sorun ise hukuki manipülasyonlar.
Ergun’a göre büyük projeler, gerçek çevresel etkilerinin anlaşılmaması için bölüm bölüm parçalanarak Ek-1 ve Ek-2 listelerinden kaçırılıyor. Bu durum yargı denetiminin de önünü tıkıyor.

Anayasa Mahkemesi’nin bir rüzgar enerji santrali (RES) davasında verdiği “mahkemeye erişim hakkının ihlali” yönündeki kararı hatırlatan Ergun, bunun sistemdeki tıkanmanın hukuki bir tescili olduğunu söyledi.


---

Sonuçları Yıkıcı: İliç Felaketi En Somut Örnek

Ergun, yaşanan sorunların tesadüf olmadığını belirterek, Erzincan İliç’teki altın madeni faciasını sistemsel çöküşün en trajik sonucu olarak nitelendirdi.
“ÇED sistemi kuruluş amacından uzaklaşmıştır ve bunun kanıtları her gün artmaktadır” dedi.


---

İYİ Parti’nin Çözüm Önerileri

Ergun, Meclis’te ÇED süreçlerinin güçlendirilmesi için bir Araştırma Komisyonu kurulmasını talep ettiklerini belirterek şu önerileri sundu:

1. Tüm ÇED süreçlerinin mercek altına alınması,


2. Rapor hazırlayan firmaların etkin şekilde denetlenmesi,


3. Halk katılımının gerçek anlamda güçlendirilmesi,


4. Yargı yolunun tamamen açılması,


5. Yasal düzenlemeler yapılması ve cezai yaptırımların artırılması.


---

Komisyon Önerisi Cumhur İttifakı Tarafından Reddedildi

Prof. Dr. Metin Ergun’un konuşması, ÇED sistemindeki yapısal sorunlara dair güçlü bir çağrı niteliği taşısa da, İYİ Parti’nin araştırma komisyonu önergesi Cumhur İttifakı’nın oylarıyla reddedildi.

Ergun, çevresel karar süreçlerinin güvenilirliğini yeniden sağlamak için mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek sözlerini tamamladı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri