Başbakan Erdoğan bugünkü grup konuşmasında şaşkınlık yaratacak şekilde ahlaki çöküntü ve utanmazlık örneği sergileyerek vatanı için can vermiş ülkücü şehitleri kendisinin bu vatanı yıkım projelerine alet etmeye kalktı. Erdoğan bunu yaparken şehitlerin mektuplarını sansürlemekten de geri kalmadı.
Türkiye bugün Başbakan'ın Erdoğan'ın bugünkü grup konuşmasında ahlaki çöküntü ve utanmazlığını en üst seviyeye çıkardığını gördü.
Erdoğan bugünkü grup konuşmasında kendi kirli siyasi emellerine ülkücü hareketin şehitlerini alet etmeye çalıştı.
Bu vatan için can verenleri, bu vatana ihanet anlamına gelen kirli emellere alet etmek nasıl bir ruh halidir, utanmazlıktır takdirini sizlere bırakıyoruz.
Ancak Erdoğan bu aymazlığı yaparken bile Türk düşmanlığını, milliyetçilik düşmanlığını, ülkücü düşmanlığını birkez daha göstermiş oldu. EtikHaber Erdoğan'ın ülkücü şehit Mustafa Pehlivanoğlu'nun mektubunu sansürlediğini ortaya çıkardı.
Erdoğan ülkücü şehit Mustafa Pehlivanoğlu'nun ailesine gönderdiği mektubu bile sansürleyerek okudu. Erdoğan mektupta geçen milliyetçilikle alakalı kısımları çıkardı.
Ayrıca mektubun sonunda ağlamasının daha önceden şekilde planlandığını da ispatlarcasına yine mektup içerisindeki "arkamdan ağlamayın, günahtır" kısımlarını da sansürledi.
Erdoğan'ın sansürlediği kısımda şu sözler vardı:
"Sunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakindir. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.
Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. "
Ülkücü Şehit Mustafa Pehlivanoğlu'nun İdamından Önce Anasına ve Babasına Yazdığı Mektup
Sevgili anneciğim ve babacığım, sizler beni bu yasa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Benim sizlere karşı işlemiş olduğum hataları ve suçlarımı affedin. Hakkınızı helal edin. Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar Cenab-ı Hakkın ve O'nun Resulünün, Yüce Peygamberimizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış. Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah'ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.
Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı. Hakkım varsa, hepinize helal olsun, siz de helal edin.
Son olarak, abime, yengeme, yiyenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim.
Oğlunuz Mustafa
7 Ekim 1980
| Yorumuz Yazın | |
|