Marmaris’in en lezzetli mekânlarından Mehmed Ocakbaşı’nın sahiplerinden, değerli dostum Metin Ünal’dan bir mesaj aldım. Mesajda Çakır abimin bir fotoğrafı vardı. “Geliyorum” diye cevapladım. Mehmed Ocakbaşı’nın kapısından içeri adım attığımda, Metin Ünal’ın her zamanki güler yüzüyle karşılandım.
Masada Marmaris Esnaf ve Sanatkârlar Odası başkan adayı Mehmet Kara, eşiyle birlikte oturuyordu. Davet etti, yanlarına geçtim. Kısa bir süre sonra eşi müsaade isteyerek masadan ayrıldı ve sohbetimiz başladı.
Basın toplantıları dışında Mehmet Kara ile ilk kez bu kadar uzun sohbet etme imkânı buldum. Daha ilk dakikalarda zihnimden şu geçti: İnsan bu kadar mı ağırbaşlı, sakin, ölçülü ve konulara hâkim olur… “Ben” diyen değil, ısrarla “biz” lpdiyen bir dil. Seçimi kazanır mı, kazanmaz mı elbette sandık gösterecek; ancak o masadan kalkarken şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: Sağlam bir dost kazandım.
Sohbet sırasında zihnime not ettiğim başlıklar, aslında bugün Marmaris esnafının yaşadığı ortak sorunların da bir özeti gibiydi.
Marmaris’te esnaf olmak artık hiç kolay değil. Artan maliyetler, mevsimselliğin getirdiği belirsizlik, ekonomik dalgalanmalar, çoğu zaman yeterince duyulmayan talepler… Tüm bunlar esnafın omuzlarındaki yükü her geçen gün biraz daha ağırlaştırıyor. Bu yüzden “kimse kendini yalnız hissetmesin” sözü artık bir temenniden öte, gerçek bir ihtiyacın ifadesine dönüşmüş durumda.
11 Ocak 2026’da yapılacak Marmaris Esnaf ve Sanatkârlar Odası seçimleri yaklaşırken ilçede gözle görülür bir hareketlilik yaşanıyor. Bu sürecin dikkat çeken isimlerinden biri de, oda yönetiminden istifa ederek adaylığını ilk açıklayan turizmci Mehmet Kara.
Kara’nın yaklaşımı, alıştığımız seçim dönemlerindeki yüksek sesli, iddialı ve zaman zaman sert söylemlerden farklı. Daha çok sahadan gelen, sakin ama derinliği olan bir duruş sergiliyor.
Yıllardır turizmin ve esnaflığın içinde yer alan biri olarak “esnafın sesi daha gür çıksın” vurgusu, mevcut yapıya yönelik dolaylı ama oldukça net bir eleştiri niteliği taşıyor.
Bugün pek çok esnaf kendisini yeterince temsil edilmediğini, karar süreçlerinin dışında bırakıldığını ve odaların kuruluş amaçlarından uzaklaştığını düşünüyor. Bu nedenle şeffaflık, katılımcılık ve hesap verebilirlik talepleri her geçen gün daha yüksek sesle dile getiriliyor.
Mehmet Kara’nın özellikle “esnafa uygun bir oda” vurgusu bu noktada önem kazanıyor. Bu söz, yalnızca bir adaylık gerekçesi değil; aynı zamanda Marmaris esnafının beklentilerine tutulmuş bir ayna gibi. Çünkü oda yönetimleri sadece aidat toplayan yapılar değil; zor zamanlarda esnafın yanında duran, yol gösteren ve gerektiğinde mücadele eden kurumlar olmak zorunda.
Kara’nın öne çıkan bir diğer yönü de yerellik vurgusu. Marmarisli olması, esnaflığın içinden gelmesi ve sorunları birebir yaşamış olması onu birçok isimden ayırıyor. Esnaf, kendisini uzaktan yöneten değil; aynı sokakta yürüyen, aynı dertleri paylaşan temsilciler görmek istiyor.
Bu noktada Mehmet Kara’nın ağırbaşlı, sakin ve ölçülü duruşu dikkat çekiyor. Sesini yükseltmeden anlatan, iddiadan çok güven veren bir tavır bu.
11 Ocak 2026’da yapılacak seçimlerin dört adaylı ve rekabetin yüksek olduğu bir yarışa sahne olması bekleniyor. Bu durum daha fazla tartışmayı, daha çok proje vaadini ve umarız ki daha yüksek bir katılımı beraberinde getirecek.
Ancak asıl mesele, sandıktan kimin çıktığından çok, esnafın yeniden söz sahibi olduğunu hissetmesidir.
Sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:
Marmaris’te esnaf artık sadece yönetilmek değil, dinlenmek istiyor. “Biz varız” diyen her ses bu arayışın bir yansımasıdır.
Mehmet Kara’nın temsil ettiği ağırbaşlı duruş da bu arayış içinde kendine yer bulan yaklaşımlardan biri olarak öne çıkıyor. Seçimin sonunda kim kazanırsa kazansın, temennimiz odur ki kazanan Marmaris esnafı olsun.
Allah’a emanet olunuz.