“Mazotun var mı?” Dolmuşta 65 Yaş Üstü Krizi Büyüyor

Salı sabahı başımdan geçen bir olayı anlatayım. Muğla’ya gitmek için Marmaris şehir içi garajına geldim. Dolmuşa yöneldim, kapıdan adımımı attım; muavin şoföre sesleniyor:

“Yolcularımız 65 yaş üstü, mazotun var mı?”

Dayanamadım, araya girdim:

“O zaman herkes 50 TL versin, eşit olsun.”

Bu kez bir amca atıldı:

“Reis versin!”

Ben de dedim ki:

“Tamam, söyleyeyim Reis’e; bütün dolmuşların depolarını doldursun da herkes bedava binsin.”

Gülüştük ama işin komik yanı yok. Çünkü bu tartışma yeni değil. Bu mevzuyu yıllardır haberlerde görüyoruz. Milas’ta bir şoförün dolmuşu kenara çekip 65 yaş üstü yolcuların hepsini indirdiği haberini bile okuduk. Yani bir sabahın siniri değil; ülke genelinde süregelen bir gerilim.

Peki bu 65 yaş üstü meselesi nasıl çözülecek?

Kanun Var, Gerçek Başka

2013’ten bu yana Türkiye’de 65 yaş üstü vatandaş toplu taşımayı ücretsiz kullanıyor.
Hak mıdır? Elbette haktır. Ömrü boyunca çalışmış, vergi vermiş, ülkesine katkı sağlamış insanlardan söz ediyoruz. Yaşlılıkta bir nefes almak kadar doğal ne olabilir?

Fakat işin öbür tarafında özel işletmeler, dolmuşçular, şoförler var.
Onlar da diyor ki:

“Mazotu ben alıyorum, sigorta, kasko, bakım benden. Bir de ücretsiz yolcu taşıyorum, zarar ediyorum.”

İşte burada tuhaf bir denklem ortaya çıkıyor:
Hem yolcu haklı, hem şoför.

Yıllardır Yürüyen Ama Bir Türlü İşlemeyen Sistem

Devlet “Ben destek veriyorum” diyor.
Doğru, bir destek var; ama günümüz şartlarında devede kulak.

Mazot almış başını gitmiş.
Lastik, bakım, sigorta desen uçmuş.
Şoförün aldığı destek ise bunların hiçbirine yetişmiyor.

Sonuç?

Şoför ile yolcu karşı karşıya.
Sanki sorunun kaynağı yaşlı vatandaşmış gibi bir hava oluşturuluyor.
Halbuki mesele vatandaşta değil; sistemi kuranlarda, güncellemesi gerekenlerde.

Bu Düzen Böyle Yürür mü?

Hayır yürümez.
Zaten yürümüyor da.

Dolmuşta kavga, otobüste tartışma, haberlerde gerginlik…
Madem bu sahneler bitmiyor, o halde ortada ciddi bir düzenleme eksikliği var.

Bu işin çözümü ne şoförü mağdur etmek, ne de yaşlıları üzüp kapıdan çevirmek.

Sorunu çözecek olan, üzerine düşeni yapması gereken kurumlardır.

Peki Çözüm Ne?

1. Gerçek Maliyete Göre Destek

Mazot artınca destek de artmalı.
Mazot düşünce destek de düşmeli.
Yani sistem maliyeti karşılamalı.
Bugünkü sabit destek artık işlemez hale geldi.

2. Belirli Saat Uygulaması

Bazı ülkelerde yoğun saatlerde ücretsiz değil, diğer saatlerde ücretsiz.
Bizde de tartışılabilir. Böylece hem şoförün yükü hafifler hem de yaşlıların seyahat hakkı korunur.

3. Belediyenin Rolü Artabilir

Bazı şehirlerde belediye toplu taşımayı tamamen devralıyor.
Özel sektör aradan çıkınca, gerilim de ortadan kalkıyor.

4. Kuralsızlığa Son

Yolcu indirmek, terslemek, bağırmak… Bunlara net ve caydırıcı cezalar gelmeli.
Ama aynı şekilde yaşlı yolcunun da ulaşım hakkı garanti altına alınmalı.

Bu Mesele Neden Çözülmüyor?

Aslında cevap basit:

Bu yük ne tamamen devlette,
ne tamamen belediyede,
ne de tamamen özel işletmede.

Sorumluluk sürekli el değiştiriyor.
Herkes başkasına bakıyor.
Ancak bedeli ya yaşlı bir amca ödüyor, ya da geçimini zor sağlayan bir şoför.

Bu Böyle Gitmez

Garajda yaşanan o küçük tartışma bile şunu gösteriyor:

Bu mesele artık bir şaka değil, bir yük.

65 yaş üstünü toplumun sırtında yük gibi göstermek ayıptır.
Onların hakkı tartışılmaz.

Ama şoföre de “sen taşımaya mecbursun” deyip
maliyeti sırtına yüklemek çözüm değildir.

Bu hakkı verenlerin, mali sorumluluğu da üstlenmesi gerekir.
Yoksa biz daha çok “Mazotun vardı!” tartışmaları duyacağız.
Allah'a emanet olunuz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Köşe Yazıları Haberleri