Türk irfanını İslam ile tanıştıran, yeniden oluşturan kişi Mansur oğlu Hüseyin'dir; Halac-ı Mansur diye bilinir.
Yüzlerce yıl zalim talancıların kılıcına direnen Türkler. Mansur'un ruhunun nuru karşısında eriyip gittiler, Müslüman oldular.
Onuncu yüzyılın başında yüzlerce öğrencisiyle birlikte Turan'da nur tohumları ekti Mansur ve yüzbinlerce Türk Müslüman oldu.
Sonraki yıllarda da Türkler arasında İslam Mansur'un Yolundan Gidenlerce yayıldı.
Onikinci yüzyıldaki büyük İslamlaşma dalgasını oluşturan Hoca Ahmet Yesevi bakın Mansur'u nasıl anlatıyor:
Mansur der ki 'Enel Hakk; Erenler için doğru Mollalar der yanlıştır; Gönüle kötü alıp Söyleme 'Enel Hakk'ı; Kafir oldu Mansur deyip Kur'an işte budur deyip; Öldürdüler taş atıp Bilmediler mollalar; Enel Hakk'ın manasın Kâl (söz) ehline hâl ilmin; Hak görmedi münasip Rivayetler yazıldı; Onun hali bilinmedi Mansur gibi veliyi; Koydular dara asıp
Sapmış dedi mollalar; Şeyh Mansur öldürüldü Kafir deyip öldürdü; Üç yüz molla toplaşıp Külü göğe savruldu; Atıp deryaya saldı, Zevk denizi kabardı; Aktı derya kaynaşıp O günde ki o derya; Kıldı efgân vaveyla Aşıklara Allah'ın; Kılsın didarın (kendisini görmeyi) nasip Alem halkı toplandı; Mansur'a feryat kıldı Mansur dostları kaldı; Kaldı orda ağlaşıp Tevbe kıl Hoca Ahmed; Olur Hak'dan inâyet Yüzbin evliya geçti; Sırrı sırra ulaşıp
Bir de Mansur'dan bir şiir:
Görünce Rabbimi gönül gözüyle
Sordum Kimsin, ey sen?
Dedi: Senim ben
Bulaşmamışsın hiç nerde sözüyle
Nerdeyle ilişki kurmamışın sen
Bakalım Yunus Emre Ne demiş:
Mansur eydür (der) Enel Hak Dil suretun oda (ateşe) yak Dinüz dâra gelsünler Ben dârı kurup geldüm
Bu da Mevlana'dan:
Ta ezelden önce yok olmuş, fâni tabiatın âşıkı İlahi vahdetin kâşifi Hüseyin Hallâc O kendi benliğinden sıyrıldı ve Allah ile doldu Aşk onun ruhunun diyarından geçerken Dilinin üstünde Enel Hak sözü bitti
Nesimiden:
Yanağından ayan oldu Enel Hak Kaçan (ne zaman) sûret olur gözgüde (aynada) mestur (saklanır) Ne gayretli Enel Hak'tır bu Yarab Ki Mansur'u asar hem dâra Mansur