Körü körüne sevmek,inanmak, kabullenmek olur mu? Belki aşk için evet de siyaset için hayır.
Kimse körü körüne bir partiyi, bir ideolojiyi savunmasın.Ne onların hepsi birer aziz ne de tamamıyla hepsi birer iblis.
Ne AKP'nin her yanı doğru, ne CHP'nin ne MHP'nin ne de DTP'nin. Ne bütün Kürtler PKK'lıdır, ne de bütün PKK'lılar Kürttür. Kimse kendini kandırmasın. Kimse mensubu olduğu partinin her yaptığının doğru olduğunu savunmasın.
Ne bütün Kemalistler türbana karşıdır, ne de türban takanlar Atatürk düşmanıdır.
Savunduğunuz fikir ne olursa olsun. İşin içine para,menfaat ve saire girdimi insanlar yıllar süren düşmanlıklarını,antipatilerini birden unutuverirler. Maalesef genelde siyaseti yönlendirenler de böyleleridir. İyi insanlar kendilerinin siyasette yeri olmadığını düşünür genellikle. Çünkü iyi insanlar fırıldaklar kadar kolay giremezler şekilden şekile.
İsim verirsek ayıp olur. Ama Marmaris küçük bir yer. Birbirini tanır insanlar.Bazı vatandaşlar vardır. İktidar partisi ne kadar değişirse değişsin, onlar bir yolunu bulup her seferinde iktidar partisinin ileri gelen isimlerinden biri olmayı hep başarırlar. Bu tür insanların kişilikleri öyle değişkendir ki inanın yarın sosyalist bir rejim gelse bu insanlar en hızlı solcu, bir şeriat yönetimi gelse en derin hafız kesilirler başımıza .Bunlardan kurtulamayız.
Bu ülkenin insanları üzerinden yüzlerce yıl oyunlar oynadılar. İnsanlar birbirini kırdı hep. Oysaki savaşın galibi yoktur. İki testiyi birbirine vurduğunda biri kırılırsa öbürü de çatlar.Bir müddet sonra çatlayan da kırılır.
Bir insanın etnik kökeninin ne olduğu hiç önemli değildir. Kimse kimseyi, kendisinin elinde olmayan bir seçim yüzünden kınayamaz. İnsanlar doğarken milliyetini seçemez. Kimisi Türk doğar, kimisi Kürt. Kimisi Yahudi, kimisi Ermeni, kimisi Çingene. Bir insan Ermeni kökenliyse, kimse onu genleriyle ilgili kınayamaz. Bir insan Müslüman olur, Hıristiyan olur. Alevi olur. Ne olursa olsun diyalog kurmaktır önemli olan. Kendini karşındaki insanın yerine koyabilmektir. O insanın dertlerine ortak olabilmektir.
Ama her seçimde bir siyaset sevdası alır başını gider.Aslında siyaset Osmanlı Sarayında idam demektir.Padişahın sadrazama siyaset eylemesi demek,münasip bir zamanda 4 adet hadım sağır ,dilsizin sadrazamı boğazlayarak öldürmesi demektir. Keşke geçmişte siyaset uğruna zaman ve emek harcayanlar, iyi niyetli saf ve temiz insanlar birbirlerine bağırıp çağırmanda önce ,birbirlerini anlamayı deneseydiler.
Ama gelecekten yana umutluyum. Gençleri gördükçe güvenim artıyor, moralim düzeliyor .30 yıl, 20 yıl önce büyük bir yangın çıkarmak için bu toplumda bir kıvılcım yeterliydi,ama artık insanlar eskisi gibi kolay oyuna gelmiyor.Gençler daha çok düşünerek hareket ediyor.Kimse kolay kolay gaza gelmiyor.