Sevgili okurlar Amerika'da okurken hocalarımızdan biri sonradan meşhur olan Edgar Hoover idi. Kendisi evvela FBI başkanı, sonrada Kennedy öldürüldükten sonra CIA Başkanı oldu ve bugün Amerika'da ki haşmetli FBI merkez binası onun ismini taşır. Tarihle ilgili konuşmalarında hep Türklerin korkak olduğunu söyler, bende karşı çıkınca bana pis pis bakar ve ''gerçekleri duymaktan sıkılacağına bunu düzeltmeye bakmalısın'' derdi. Her fırsatta Osmanlılar ile Türkleri birbirinden ayırırdı. Dünyanın en cesur genlerinin Çeçenlerde ve Sırplarda olduğunu anlatırdı. Aradan 40 yıldan fazla zaman geçti ve şimdi Marmaris'te bazı insanların korkarak isimlerini değiştirip yazılar yazdıklarını ve internet yolu ile dağıtım yaptıklarına şahit oluyorum. Seçimlerle ilgili yazılar çıkıyor ve bazıları isimlerini bile değiştirmiş. Efendim Ali Acar aleyhinde yazıyormuş onun için tanınmaması lazımmış. Bunun tek cevabı var korkmak, başka hiçbir mazeret olamaz. Bana sorarsanız bunu yapmak aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olduğunu kabullenememektir. Hukuk devleti olmak insanların adalete sığınmaları ve korkmamaları içindir.
İstisnalar kaideleri genelde bozmasa da bu korkaklık hala içimizde var diye düşünüyorum. Marmaris'te bazı dedikodumsu arkadan konuşmaları anımsıyorum, ''kafamı bozarlarsa (ismi lazım değil yerden) bir otobüs dolusu adam getiririm'', ''bir telefonda buraya adam yığarım'' gibi tamamen psikolojik olarak açıkça korkuyu gösteren sözler. Yani ben yapamam, ama onları getiririm, onlara yaptırırım gibi. Okullarda bile arkadaşlarını toplayıp bir diğerini dövmek, tek başına birşey yapamamak tamamen korkunun sebep olduğu ruh bozukluğu olarak kriminolojide anlatılır. Şimdi 21.yüzyılda bu korkuyu zaman zaman görüyor ve hissediyoruz.