Kılıçdaroğlu!...

.

KILIÇDAROĞLU'NUN SİYASETİNİ DOĞRU BULUYOR MUSUNUZ?    

       

            Rakiplerinizin zaafı üzerine kurduğunuz bir hakimiyet sizi üstün kılmaz.Sadece  rakibiniz kadar kötü olmadığınızı anlatmaya yarar.Bu sizi ne kadar tatmin eder?

                        Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortaya çıkardığı ya da kendisine gelen ihbarları basınla paylaşması  ilk bakışta takdire şayandır.Ama olması gereken Kılıçdaroğlu'nun  bunu gerekli mercilere,Cumhuriyet Savcılıklarına sunmasıdır.İktidar partisi ne kadar güçlü olursa olsun bu iddiaların üzerine yargı gücü gitmelidir.

 

                        Doğru olan Kılıçdaroğlu'nun iddiaları ve elindeki belgeleri  ilgili mercilere iletmesidir.Ama ortaya çıkarmış olduğu yolsuzluklardan  siyasi rant elde etme çabası insanların  beynini bulandırıyor.

                        Siyasetçiden beklediğimiz hangi partiden olursa olsun siyasi rant sağlama gayretini bir yana bırakmasıdır.Zaten bununla ilgili merciiler gerekeni yaparlar.Biz siyasetçiden proje istiyoruz.Bu halk nasıl daha iyi yaşar onu planlarını yapmalarını bekliyoruz.İşsizlik nasıl azalır,çocuklar nasıl daha iyi eğitilir,kimse açlık sınırının altında nasıl kalmaz.Devlet  nasıl daha sosyal hale getirilebilir?Yani biz gerçek sorunlarımıza çözüm istiyoruz.Bu ister a partisi olsun ister b partisi.Biz proje görmek istiyoruz.

 

                          Ben Kılıçdaroğlu'nu  görünce daralıyorum.Dengir Mir Fırat'ı sevdiğimden değil,Şaban Dişli'yi sevdiğimden değil.Bu tarzı sevmediğimden daralıyorum.Bana kızanlar olacaktır ama kardeşim ben bu şekilde başkalarının zaaflarını ,ya da ipliğini pazara çıkartıp da kendisine oy isteyen siyasetçilerden haz etmiyorum.

 

                          Dengir Fırat'ın ya da Şaban Dişli'nin ya da Ak Partinin arkasında değilim.Yolsuzluk yapan kim olursa olsun adı batsın.Kendi de batsın.Ocağı da sönsün beter olsun.Zaten Dengir Fırat'ın ''Atatürk devrimleri travma yaratmıştır''lafını hatırladıkça  sinir oluyorum.Bu zihniyetteki insanlar Atatürk'e de saldırırlar,yolsuzluk da yaparlar,memleketi de parselleyip satarlar.Ama bir vatandaş olarak  bu işi bağımsız yargının takip etmesinden yanayım.Hangi partiden olursa olsun bir siyasetçi bu yolsuzluktan kendine siyasi çıkar sağlamamalıdır.

 

 

KUYUYA DÜŞEN EŞEK

Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş.

Hayvancık saatlerce acı içinde kıvranmış, bağırmış kendi dilinde.

Ayıptır söylemesi, anırmış yani.

Sesini duyan sahibi gelip bakmış ki vaziyet kötü.

Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor.

Üstelik yaralanmış.

Karşılaştığı bu durum karşısında kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırmış.

Ne yapsak, ne  etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kalmış.
   

Sonunda karar verilmiş kurtarmak için çalışmaya değmez.

Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek.

Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak atmışlar.

Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe dökmüş.

Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde heran biraz daha yükselmiş ve sonunda yukarıya kadar çıkmış.

Köylüler ağzı açık bakakalmış.

Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır.  (Ne bazeni,çoğu zaman )  

Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur.
         

Bunlarla başetmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır.    

Kör kuyuda olsak bile

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Köşe Yazıları Haberleri