Kadın eğitimcilere soruyorum?

.

Milli Eğitim Bakanımız bir kadın.  Ama bırakalım genel olarak kadın hakları konusunda ne yaptığını kendi bakanlığı bünyesindeki kadın eğitimcilerin hakları konusunda nasıl bir çalışma yapıyor ne gibi projeleri var ona bakalım. Doğrusu bakan Nimet Çubukçu\'nun bu konuda bugüne kadar kamuoyuna yansıttığı bir şey görmedim.

İlçemizde iki gündür Milli Eğitim adına önemli çalıştaylar düzenleniyor. Dün bu çalıştaylardan biri olan ve Anemon otelde yapılan “Eğitim yöneticilerinin kapasitelerini arttırma” seminerini gazeteci sıfatımla izledim.

 Burada da konuşan Milli Eğitim Bakanlığı Talim Ve Terbiye Kurulu Başkanı Merdan Tufan oldukça güzel noktalar parmak basan bir konuşma yaptı.  Tufan okul yöneticisi seçimi ile ilgili konuşurken, “Müdürler öğretmen öğrenci ve velilerin nazarında liderlik vasfı olmayan kişiler arasından değil,  Tecrübeli herkesçe sevilen ve yönlendirme gücü olan saygın eğitimciler arasından seçilmelidir. Seçilen kişiler kendinde bu vasfı görmüyorsa görevi kabul etmeme erdemini gösterebilmelidir” dedi.

Ancak Sayın Tufan kadınların eğitim yöneticisi olma sorununa dair hiçbir şey söylemedi.  Zira Sayın Tufan\'ın konuşma yaptığı salona şöyle bir göz attım. Yaklaşık 50 kişinin bulunduğu salonda sadece 4 kadın yönetici gözüme çarptı.  Bu kadınlardan biri de İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Züleyha Aldoğan\'dı.

Evet Salonda 32 İlköğretim Okulu müdürü vardı ve bu müdürlerin içinde sadece 3 tanesi kadındı. Bu aslında tipik bir Türkiye profiliydi.

Bugün kadınların çalışma hayatı içinde en çok temsil edildiği alan Milli Eğitim Bakanlığı. Keza ülkemizdeki öğretmenlerin yüzde 49\'u kadınlardan oluşuyor. Yani öğretmen mesleğinde kadın erkek eşitliğini sağladığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.

Ama buna rağmen bu meslek içinde bile yöneticilik her nedense erkeklerin teklinde. Bakın eğitim camiasının yüzde 49 unu oluşturan kadınlar eğitim yöneticisi kadrolar içinde ancak yüzde 5 oranında temsil ediliyor.

Bu durum kendisi de bir kadın olan Bakan Çubukçu\'nun hiç mi dikkatini çekmez? . 

Kadınlar eğitim kurumlarına yöneticilik yapacak niteliğe sahip değil mi? Yani okullarda müdür olmak için erkek olmak şartı mı? Bugün eğitim yöneticiliğinde hangi kriterler esas alınıyor? Bu sorulara Milli Eğitim Bakanımız Nimet Çubukçu\'nun yanıt vermesi gerekiyor…

Bu bir zihniyet meselesi işte. Ülkemiz kadın başbakanda gördü, kadın bakanda gördü. 

O kadınlar anlaşılıyor ki sadece biyolojik varlıklarıyla kadınlar. Sosyal bir kişilik olarak kadın olmayı ve dolayısıyla “kadın haklarını” savunmayı akıllarının ucundan bile geçirmiyorlar.

Derim ki bizim ülkemizde kadın sorununun çözümü önündeki en büyük engeli yine kadınlar oluşturuyor.

Erkekler kendilerine verilen imtiyazlı görevlerinden vazgeçmek istemedikleri için değil, kadınlar her görevi kendilerine layık görmedikleri için sorunlar bir türlü çözülemiyor.  Çünkü erkek egemen kültür kadınlarımızı da erkekleştirmiş.

Bir toplumda iki kadın aralarında konuşurken bile bir birlerinden herhangi bir konuda güvenilir bir söz almak için “erkek sözü”mü diye sorma gereği hissediyorlarsa ve yine kendi cinsleri, hakkında bir tanımlama yaparken “erkek gibi kadın helal olsun” diyebiliyorlarsa bu kadınların nasıl erkekleştiğinin en büyük delilidir. 

İşte bu yüzden bizim kadın başbakanlarımızda olsa, kadın bakanlarımızda olsa hep “erkek gibi kadın” olma peşindeler. Zaten onlar kendilerini erkek gibi gördükleri için yönetici olmaya layık görülmüşler.

Şimdi onları bir kenara bırakıp eğitim görmüş toplumu eğitmeye aday olmuş kadın öğretmenlere soruyorum:

Siz hiç okulunuzda yönetici olmak gibi bir düş kurmuyor musunuz?  Ve bu düşünüzü gerçek kılmak için hiç mücadele etmiyor musunuz?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri