Hünkar ve Piri

.

Hacı Bektaş Veli'nin Baba İlyas, Baba İshak'a ya da Ebül Vefa'ya bağlanmasının hiçbir tarihi ve ilmi değeri yoktur. Bektaşi geleneğinde, menkıbelerinde ve ayinlerinde bu kişilere yer verilmemiştir. Hacı Bektaş Veli'yi ısrarla PİR'inden, Hoca Ahmet Yesevi'den koparmaya çalışanlar birilerinin sözlerini tekrarlayıp duran bilimlik zihniyetten uzak kişilerdir.

            Geçen yazımda Velayetnamelerden örnekler vermiştim. Bu yazımda da FEVAİD'den örnekler vermek istiyorum.

            FEVAİD, Hacı Bektaş Veli'nin çok yakınında bulunduğu besbelli olan bir talibinin ondan dinleyip yazdığı bir eserdir.

            Buyurun okuyalım:

            Örnek 1:

            Bir derviş, Hz. Hoca Ahmet Yesevi'nin-Tanrı yüce sırrını kutlasın ve onu yargılasın- yanına geldi. Ey üstad bana “Tevhid”i anlat dedi. Hz: Hoca bir kelle şeker getirtdi. Dervişe bu nedir diye sordu. Derviş şekerdir dedi. Hz. Hoca dervişe, şekeri götür kır, şimdiki biçimi değişsin ve parçalarından şekiller oluşsun. Sonra getirmesini söyledi. Derviş şekeri kırıp getirdi. Kaybolan ilk bütün durumundan türlü biçimlerde parçalar oluşmuştu. Hz. Hoca birer birer bunları sordu: Bu ne şekildir, o ne şekildir, dedi. Derviş yanıt olarak: Bu attır, o devedir, öteki adamdır dedi. Sonra Hoca şöyle buyurdu: Şimdi bunların hepsini kırıp, döğüp, toz halinde topla… Derviş hepsini kırdı ve bir kapta birleştirdi. O zaman Hz. Hoca sordu: Şimdi bu nedir? Derviş, şeker dedi. Böylece “Tevhid”i tümüyle anlatan Hz Hoca buyurdu:

Beyit

            Biz olduğumuz gibiyiz ve öyle de kalacağız. İki dünyada bugün de yarın da… Eğer sürekli cennette olmayı istersen, herkesle dost ol ve kimseye karşı kin tutma.

            Örnek 2:

            Hoca Ahmet Yesevi Hünkâr Hacı Bektaş Veli'ye buyurdu: Eğer Tanrı'yla konuşmayı istersen, bu rübaiyi dilinden düşürme: Sensiz benim bir dem karara gücüm yok, Bağışını saymaya imkanım yok. Tenimdeki her tüy eğer dile gelse, Binde bir şükrümü ödemeye imkanım yok.

            Örnek 3:

            Bir gün Hacı Bektaş Veli  hazretleri, Hoca Ahmet Yesevi huzurunda dedi ki: Eğer ameli bıraksam, tembel kalıyorum. Eğer amel etsem, beni bencilliğe götürüyor. Hoca-Tanrı yargılasın-buyurdu: Hem amel et, hem de Tanrı'dan yargılanmayı dile. Taki tembellik ve büyüklenmekten kurtulasın.

            Örnek 4:

            Hacı Bektaş Veli hazretleri tarikat kardeşlerinden (ihvanından) birine buyurdu: Herat hükümdarı birgün öfkeyle giderken, yolda Hoca Ahmet Yesevi'ye rastladı. Padişah kürkü (libas-ı fahire) giyinmiş olan hükümdar, Hoca'dan sordu: Bu üstümdeki giysiyle namaz kılmak caiz midir (dince uygun mudur)? Hazreti Yesevi güldü: Hükündar: “Niye gülüyorsun?” dedi. Hazreti Yesevi buyurdu: “Senin cahilliğine, akılsızlığına gülüyorum! Senin karnın haram ile dolu iken ve ezilen halkın günahı (vebali) boynunda iken, sen giysiden bahsediyor ve onunla namaz kılınabilip kılınamayacağını soruyorsun…” Bu uyarı üzerine padişah ağladı ve atından indi. Hoca Hazretlerinin ayaklarına kapandı. Sonra durumunu düzelterek anlayışlı (arif) ve olgun kişilerden oldu.

            Örnek 5:

            Ey derviş! Bir gün Hazreti Hoca Yesevi – Tanrı aziz sırrını kutlasın- aydınlatma (irşad) yönünden Hz. Hacı Bektaş Veli'ye bak ne buyurdu. Her bulunduğun işte öyle bulun ki Azrail geldiği zaman senin o işten başka işe geçmen gerekmesin. Sen kendi kendine o işten olasın. Erenler buyruğu: Gözlüye gizli değil!

            Örnek 6:

            Hz. Bektaş Veli buyurdu: Hoca Ahmet Yesevi'den sordum ki. O'nun yolu (kulu Tanrı'ya eriştiren yol) nasıldır? Buyurdu: Sana müjde olsun. Eğer o senin müşterin (talibin) olmasaydı, eğer seni o istemeseydi, sen O'nun yolunu sormazdın. Ve bu makamda buyurdu: Öyle güzel işler yap ki, sanki yeryüzünde senden başka bir kul ve gökyüzünde de Tanrı'dan başka kimse yoktur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri