Boğa: “Bundan 92 yıl önce 12 Mart günü, Büyük Millet Meclisi, o karanlık günlerde milletimizin varlık ve beka iradesini en yüksek kararlılık seviyesinde ifade eden, Mehmet Akif Bey’in yüreğinden dökülen 41 mısralık muhteşem şiiri İstiklal Marşı ilan etti. Milletimizin ‘milli mutabakat metni’ değerinde olan İstiklal Marşı’nı hâlâ aynı ruhla okuyoruz:
“Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin İstiklal!”
Ülke kaygısıyla ağrıyan başı, millet sevgisiyle sızlayan yüreği, inancına olan bağlılığı ve memleket sevgisiyle koşturan bedeni; geride kendisine şerefli bir hayat, bize de örnek ve seçkin bir şahsiyet kazandıran Mehmet Akif, kelimenin tam anlamıyla ‘kitap gibi bir adam’dı.
Mehmet Akif, dindar bir insandı. Fakat, aşırı sol görüşler savunan bir mesai arkadaşı, sırf politik tercihlerinden dolayı işinden atılınca bu haksızlığı protesto edip kendisi de devlet memurluğundan istifa edebilmiş, beş çocukla beş parasız kalmayı seçmişti. Sözde değil, özde bir hak ve adalet adamı idi. O, kelimenin tam anlamıyla insandı.
O, İstiklal Marşı’nı “kahraman ordumuza” ithaf etmiş, ödülünü de ‘gazi’lere bağışlamıştı. Yüce meclisimizin onurlu milletvekillerinden birisiydi.
Türkiye’yi buluşturan, kalpleri birlikte çarptıran metnin sahibi, Türkiye’yi kucaklaştıracak sevgi dolu mesajı da bugünlere taşımaktadır. Gerekse yeniden İstiklal Marşı yazar mısın diye soranlara ‘’Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın’ diyecek kadar basiretlidir.
Ülkemiz için halen tek çıkar yolun inanmak, çalışmak ve aklın ve bilimin yolundan sapmamak olduğuna inançla, büyük millet şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u rahmet ve minnetle anıyorum”dedi.