Sevgili okurlar şöyle Türkiye'ye bir bakacak olursanız çok az insanın öğrendiği mesleğini yaptığını görürsünüz. Hatta emekli olduktan sonra bile herkes ne bulursa onu yapar.
Benim bildiğim ve duyduğum kadar Marmaris'te mesleği gazetecilik olan iki kişi var. Biri Doğan Tugay diğeri Ender Türkkan. Bu iki vatandaşımızın da asıl meslekleri yani eğitim aldıkları gazetecilik. Biri mesleğini icra etmiyor diğeri ediyor.
(Bu arada benim bilmediğim başka varsa özür dilerim).
Diğer yandan gazetecilik mesleğini herhangi bir yüksek okulda öğrenmemiş, gazetecilik diploması olmayan ama gazetecilik yapan vatandaşlarımız ise çok sayıda var.
Gazete dağıtımına gelince, o da gazetecinin kontol etmesi gereken en önemli faktörlerin belki de en başında geleni. Ama maalesef ne kontrol ediliyor, ne de doğru yapılıyor.
İzmir'de basılan ulusal gazeteler, gazetecilerin kontrolünde olduğu için sabah en geç 07.30-08.00 gibi Marmaris'te evinizde olurken, Marmaris'te basılan yerel gazeteler en erken saat 10.00 da evinizde oluyor.
Bu sabah saat 10.00, gazeteyi getiren çocuğa neden bu kadar geç getirdiğini sorduğumda verdiği cevaba lütfen bakınız, - ''Efendim Emniyet Müdürlüğünden içeri girince sola dönüp, sağdaki ikinci kapıdaki polisler evvela kendilerine gazeteyi getirmemi istiyorlar, onlarda erken gelmedikleri için geç kalıyorum''.
Bunun doğru olup olmadığını elbette ben bilemem, ama hergün geciken dağıtımın sebebini öğrenip çözüm bulmak ve okuyucularına duyurmak ise gazeteciliğin en önemli görevleri arasındadır. İzmir'den gelen gazete 7.30 da geliyor ve burada basılan ise en erken 10.00 da, sonra da suç polislerin üzerine atılıyor.
Sabahları kalkamadığı için gazeteleri geç dağıtan dağıtıcının sorulduğunda polisleri öne sürerek yaptığı senaryo gerçeklerden tamamen uzak, ama meydan o kadar boş ki, bir daha sefere belkide zabıtaya suçu atacaktır.
Bu konuda Marmaris'te gazete çıkaran veya gazetecilik yapan dostlarımızın naçizane çok daha duyarlı olmaları gerekir düşüncesindeyim.