Bir zamanlar Endülüs Emevi Devleti’nin hakimiyetini sürdüğü ve Arap mimarisinin yoğun etkilerinin görüldüğü Endülüs (Andalucía) Özerk Bölgesi,İspanya’nın güneyinde İber yarımadasında yer alıyor.
Nüfus bakımından İspanya'nın en büyük bölgesi Endülüs’ün başkenti Sevilla şehridir.
GRANADA
Muhteşem mimarisi ile Romalılar ve Mağribîlere dayanan zengin bir tarihe sahip olan Granada, tarih boyunca, Kuzey Afrika ve Avrupa‘dan gelen kültür ve fikirlerin harmanlanarak zenginleştirdiği bir şehir olmuştur.Hâlâ Mağribi köklerinden büyük ölçüde etkilenen Granada’da gittiğiniz her yerde nargile, kuskus ve tütsü kokusu almanız mümkün.Tarih boyunca Birçok Halife, Arap sultan ve hanedanları tarafından yönetilen Granada, yaklaşık 8 yüzyıl boyunca Mağribilere ev sahipliği yapmış ve 1492 yılında Hıristiyanlar tarafından fethedilerek son Mağribi şehri olmuştur.
ELHAMRA SARAYI
Endülüs’de Arap etkisini hissedecek ve Elhamra Sarayı’nın mistik atmosferi sizi etkisi altına alacak. Elhamra adı, “Kırmızı veya Kızıl Kale” anlamına gelen Arapça bir kökenden gelir. Esas askeri amaçlar için yaratılan Elhamra, bir alcazaba (kale), bir alcázar (Saray) ve küçük bir Medine (şehir) idi. Bu üçlü karakter, anıtın birçok ayırt edici özelliğini açıklamaya yardımcı olur. Elhamra Sarayı’nın içinde bulunan Generalife Bahçeleri, aslında sultanlar tarafından serinlemek için kullanılan yaz saraylarından oluşmaktadır.
CORDOBA (KURTUBA)
Cordoba(Kurtuba);Sevilla ve Granada ile birlikte İspanya Endülüs’ün üç büyük şehrinden biridir. Endülüs Özerk Bölgesindeki 300.000 nüfuslu bu şehiri Emevi Emiri 1.Abdurrahman, Mağribi İspanya’nın başkenti olarak kurmuştur.
KÜTÜPHANE VE HAMAMLAR ŞEHRİ KURTUBA
Kurtuba’da 70 kütüphane, 300 den fazla hamam varmış. Şehrin kitap sevgisi dillere destanmış. Fransa’da krallık kütüphanesinde 900 civarında kitap bulunurken buradaki kütüphanelerde yarım milyondan fazla kitap varmış. Astronomi bilgisi Avrupa’nın diğer bölgelerinden üstündü. Astronomi ile deniz yolculuğunun ilerlemesi ve dünya çapında keşifler yapılmasını sağlamış.Özellikle hastanelerinde yapılan ameliyatlar Avrupa’dan 400 yıl öndeydi. Ünlü Ebul Kasım kırk yılını “Tıp Ansiklopedisi” isimli eserini yazmaya harcamış.Tarım kiralama sistemini getirerek toprak kavgalarının önüne geçmişler. Sokak lambaları ilk olarak bu şehirde kullanılmış.Yine Avrupa’nın ilk üniversitesi burada açılmış.
Bilgi, kültür ve gücün birlikteliği Kurtuba’yı batı dünyasının merkezi yapmış.
Rönesans’ın gerçekleşmesinde Müslüman düşünürlerin rolünün büyük olduğu bilinir. Ortaçağda Avrupa’nın içlerinde kilisenin hakimiyeti sürerken İber yarımadasındaki İslam toprakları bir bilim merkezi haline gelmişti. Antik Yunan döneminde felsefe alanında yapılan birçok çalışma da Müslüman düşünürler tarafından incelendi ve çevirisi yapıldı. Bu düşünürlerin en önemlilerinden biri Kordoba doğumlu Ünlü düşünür İbn-i Rüşd’ün çalışmaları, 12. yüzyılda Latinceye çevrildi.
CORDOBA MEZQUİTA KATEDRALİ
Uzun süre Endülüs Emevileri’nin egemenliğinde kalan şehirde bu en önemli mimari eser, İspanyollar tarafından "Mezquita" olarak adlandırılan Kurtuba Camii. Katolik İspanyollar'ın şehri yeniden ele geçirmesinden sonra kiliseye çevrilen ve günümüzde hâlâ katedral olarak kullanılmakta olan yapı, yapılan bir miktar tahribata karşın hâlâ pek çok özelliğini korumaktadır.Yapımına 785 yılında başlanan ve 987’de tamamlanan Kurtuba Camii; batı İslam sanatının en etkili yapılarından biridir Cordoba'nın bu tarihi merkezi 1984'te UNESCO’nun İnsanlık Mirasları" listesine alınmıştır.
SEVİLLA
Avrupa'nın en büyük katedrallerinden Sevilla Katedrali, Real Alcazar Sarayı, Santa Cruz Mahallesi, Maria Luisa parkı, Casa Lonja şehirde görülmesi gereken yerler arasında bulunur. Büyüleyici tarihi ve önemli anıtlarının yanı sıra Sevilla, neşe ve eğlencenin şehri olarak da evrensel bir üne sahip.
SEVİLLA KATEDRALİ
Dünyanın en büyük Gotik katedrali olan Sevilla Katedrali’nden önce dünyanın en büyük katedralinin yaklaşık bin yıl boyunca Ayasofya olduğunu küçük bir bilgi olarak söyleyelim. Dünyanın en büyük Gotik katedrali olan Sevilla Katedrali sadece muhteşem mimarisiyle değil, içerdiği tarihi hazinelerle de ünlü. Amerika’yı keşfeden ünlü kâşif Kristof Kolomb’un mezarı bu ihtişamlı katedralde bulunuyor.
GİRALDA KULESİ
Sevilla Katedrali'nin çan kulesi olarak bilinen Giralda Kulesi aslında Ulu Camii'nin minaresi olarak inşa edilmiş.Müslümanların Endülüs’den kovulduktan sonra bu kuleye Katolikler tarafından Rönesans tarzı bir çan eklenmiştir. Giralda Kulesi Hem Müslüman hem de Hristiyan izleri taşıyan bu kuleye çıktığınız zaman Sevilla’nın eşsiz manzarasını kuşbakışı izleyebilirsiniz.
ALKAZAR SARAYI
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve 900 yıldan fazla bir geçmişe sahip olan bu sarayın ismi, saray veya kale anlamına gelen Arapça “al qasr” kelimesinden geliyor. İslami, Gotik, Rönesans ve Barok unsurları barındıran sarayın bahçelerinde dolaşırken su fıskiyelerinin huzur veren sesi eşliğinde tarihin tozlu sayfalarına dalacağınıza eminiz,
PLAZA DE ESPANA (İspanya Meydanı)
Plaza de Espana,esasen 1929 Expo için inşa edilmiş bir meydan. Yarım daire şeklinde olan bu meydan, köprüleri ve su kanallarıyla mini bir Venedik havası taşıyor. Hatta küçük teknelere atlayıp kanallarda kısa bir tur bile yapabilirsiniz. Eğlenceli bir bilgi olarak Star Wars’ta bu meydanın birkaç sahnede yer aldığını söyleyelim.
METROPOL PARASOL
Tarihi yerleri gezip yorulduysanız şimdi modern sanat zamanı. Metropol Parasol ya da halk arasında bilinen adıyla Setas de Sevilla(Sevilla’nın Mantarları)şehirdeki en sıradışı mimari eserlerden biri. Ahşap strüktürüyle oldukça dikkat çekici olan bu yapının en üst katına çıkıp Sevilla’yı modern bir bakış açısıyla görebilirsiniz, Ayrıca burası gün batımını izlemek için harika bir nokta.
MALAGA-MARBELLA
İspanya’nın ikinci büyük liman kenti Malaga; Endülüs Özerk Topluluğu içinde bulunuyor.Pablo Picasso’nun da doğduğu şehir Malaga’da dünya jet sosyetesinin uğrak mekanı ve dünyanın en lüks yat limanı Puerto Banus, Marbella marinada yer alıyor.
MALAGA PİCASSO MÜZESİ
Malaga Picasso Müzesi (Museo Picasso Malaga), İspanya’nın en ünlü sanatçılarından Pablo Picasso’nun, 25 Ekim 1881’de doğduğu bu şehirde eserlerinin sergilenmesini istemesi üzerine kurulmuş. Stil ve tekniğiyle modern sanatın akışını değiştiren bu büyük sanatçıya adanan müze, kentin önemli meydanlarından biri olan Buenavista’da yer alıyor. Kentin tarihi merkezindeki müze binası, Rönesans ve Kuzey Afrika İslam öğelerinin birlikteliğinden oluşan 16. yüzyıl Endülüs mimarisinin muhteşem örneklerinden biri.
MARBELLA
İspanya'nın en popüler tatil beldelerinden biri olan Marbella'nın tarihi binaları, dar sokakları, sanat galerileri, alışveriş merkezleri, otantik bistroları, etkileyici golf sahaları ve büyüleyici liman manzaraları; şehrin çok yönlülüğünü besleyen özelliklerinden bazılarıdır.Avrupa Jet Sosyetesinin gözde mekanı Puerto Banus Marinada Sean Connery-Jack Nicholson-David Copperfield-Claudia Schiffer gibi ünlü starların yazlık ve malikaneleri bulunuyor.
RONDA
Tajo nehrinin üzerinde 150 m. yükseklikte bir kayalığa tutunmuş Rondo,İspanya'nın en eski ve en aristokratik yerleşimlerinden biridir. 700 yıl boyunca müslümanlar tarafından yönetilen eski şehir ile modern yeni şehir, boğazın üzerinden geçen Puento Nuevo (San Miguel köprüsü) ile birbirinden ayrılır. Rondo şehri Arena'sı İspanya’nın en eski arenasıdır ve boğa güreşlerinin beşiği olarak görülür. Ronda, 17. ve 18. yüzyıldan kalma evleri ve muhteşem manzarasıyla son derece dinlendirici tipik bir Endülüs dağ yerleşimidir.
İ
BN-İ RÜŞD
İspanya Sevil Sanlúcar la Mayor’da İbn-i Rüşd’ün heykeli bulunuyor.Batıların Averroes dedikleri İbn-i Rüşd;12.yüzyılda Endülüs'de yaşamış İslam felsefeci, hekim, fıkıhcı, matematikçi ve tıpçı. Kurtuba'da doğdu ve Marakeş, Fas'ta öldü. İbn-i Rüşd'e göre biricik filozof Aristo'ydu.
"Aklî olmayan hiç bir sey dinî de olamaz,ruh cismin gelişmesidir ve ölümlüdür, ölümsüzlük gelecek kuşaklarda yaşamak demektir,insan ruhunun yaşaması değil,insanlığın yaşamasıdır."
FLAMENKO VE HİNT MÜZİK-DANS BENZERLİĞİ
Kültür ve sanat kokan, dünyaca ünlü tarihi yapılarıyla ilgi çeken Endülüs; Flamenko’nun da merkezi. Sırası gelmişken Flamenko ile Hint Müzik-Dans benzerliğini anlatmaya çalışalım:
Flamenko'yu İspanya'ya getiren bu gün Roman dediğimiz Çingene'lerdir.Malûm olduğu üzere Romanların ana vatanı Hindistan'dır. Çingeneler tarihte 2 büyük kıyım yaşamışlardır.İlki 11.yüzyılda Gazneli Mahmut diğeri 13.yüzyılın sonunda Timurlenk zamanında.Güneyden Mısır'a giden Çingenelere İngilizce Gypsy, Mısırlıya ise Egyptian denir İspanyolca gitano Çingene ; Mısırlı ise Egpcio'dur. Çingeneler Mısır'dan( Mısır Çingeneleri-Kopti/Kıpti )İspanya'ya yerleşince beraberinde getirdikleri müzik ve dansı Endülüs yaşamıyla harmanlayarak bu günkü Flamenko'yu yaratmışlardır. Dikkatlice izlerseniz Hint müzik ve Dansına benzerliğinin farkına varacaksınız.
ENDÜLÜS’ÜN ANIMSATTIKLARI
Endülüs, tarihte Müslümanların hakimiyeti altında uzun yıllar kalmış ardından Hristiyanlar tarafından geri alınmıştır. Bu süreçte İslam mimarisi ve kültürü bölgede derin izler bırakmış ve bugünkü yapılarının çoğu bu zengin tarihi yansıtır hale gelmiştir.
Endülüs’ün mimari zenginliği tarihin derin izlerini taşıyor.
Flamenko, Endülüs’ün tutkuyla atan kalbi.
Sierra Nevada Dağları’nın eteklerinde yer alan tarihi Granada, öğrenci şehri.
Cordoba, dinlerin bir araya geldiği bir şehir.Cordoba Cami-Katedral, İslam ve Hristiyanlık arasında adeta bir köprü görevi görüyor.
Ünlü ressam Pablo Picasso’nun doğduğu şehir olan Malaga, Akdeniz’in sanat dolu liman şehri.
Uçurumun kenarındaki, El Tajo Kanyonu üzerinde yer alan Ronda şehri nefes kesici manzaralara sahip.
Rondo Plaza de Toros’un önündeki parkta İspanya hayranı Orson Welles ve Ernest Hemingway büstleri yer alıyor.
Endülüs Bölgesinin dili İspanyolcanın Endülüs lehçesidir.
Sevilla’da her yıl nisan ayında “Feria de Abril “ şenliği düzenlenir.Sevilla’nın neşeli ruhunu en iyi yansıtan etkinliklerden biri. Rengarenk flamenko elbiseleri, at arabaları, yerel yemekler ve bolca müzik… Feria’da sabaha kadar dans edip eğlenirken Sevilla halkının sıcak ve coşkulu kültürüne yakından tanık olabilirsin.
İlk boğa güreşleri Ronda' da başlatılmış.