En Çok Sessizlik Acıtır

Temel Irmak yazdı...

Gerçek ihtiyaç bir mesajla kapımızı çalarken, yardım konuşulan masalarda bile sessizliğe sığınan kalplerin hikâyesi…

Bazen bir insanın hayatına dokunmak için sadece bir cümle yeter…
Bazen de bir masadaki küçücük sessizlik, insanın içine koca bir dünya sığdırır.

Geçtiğimiz günlerde dost meclisinde otururken konu dönüp dolaşıp memleketin hâline, zorluklara ve ihtiyaç sahiplerine geldi. İçimizden biri, “Gerçekten yardıma ihtiyacı olan kimseyi bulamıyoruz” deyince içimde bir şey acıdı. Çünkü o sırada cebimde, daha dakikalar önce gelen bir mesaj vardı:

“Temel abi… Kiramı ödeyemedim. Yardımcı olabilir misiniz?”

Mesajı atan genç kızı tanırım. Babasını daha iyi tanırdım…
Marmaris’in iyi yürekli, efendi insanlarından biriydi. Onun ölümünün üzerinden altı yıl geçti ama bıraktığı boşluk hâlâ hissedilir. Kızı bugün Muğla Üniversitesi’nde okuyor; hayata tutunmaya çalışan, yaşını aşan bir olgunluğu olan, gururlu bir genç. Yardım istemek kolay değildir; hele hele böyle bir mesajı atmak… O noktaya gelmişse, demek ki kapılar çok kez çalınmış ama açılmamıştır.

Telefonu gösterdim masadakilere.
“İşte” dedim. “Gerçekten yardıma ihtiyacı olan biri. İsterseniz IBAN’ını vereyim, gönlünüzden ne geçerse gönderirsiniz.”

Birden ortamın sesi değişti. Az önce “yardım etmekten” büyük harflerle bahseden ağızlar sustu. Gözler yere indi. Masanın üstünden, insanların kalplerine uzanan ince bir sessizlik çöktü; soğuk, uzak ve tanıdık…

Konu hemen değiştirildi.
Sanki o genç kız yokmuş gibi.
Sanki ihtiyaç sadece lafta varmış gibi…
Sanki biz, kendi vicdanımızla göz göze gelmekten bile korkuyormuşuz gibi.

Bazen yardım etmek için cebimizdeki para değil, yüreğimizdeki cesaret gerekir.
Ama o cesareti bulmak, belli ki bir masada konuşmaktan daha zor.

O an anladım ki, bu ülkede ihtiyaç sahibi bulamamak değil mesele; gerçekten ihtiyaç sahibini gördüğümüzde sırtımızı dönmemek esas mesele. Çünkü gerçek ihtiyaç, fotoğrafa sığmaz. Teşekkürü yoktur, paylaşımı yoktur, alkışı yoktur. Sadece sessizce bir el uzatmayı bekler.

Masadan kalkarken içimde bir ağırlık vardı.
Sanki o genç kızın mesajındaki cümleler, “Temel abi…” diye başlayan o mahcup ses, masada yankılanıp cevapsız kalmıştı.

Belki de hepimiz biliyoruz fakat söylemiyoruz:
İnsanın en çok canını yakan şey, yokluk değil…
İnsanın yokluğunu görenlerin sessizliğidir.
Allah'a emanet olunuz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri