Düello başlıyor Seyirciler yerinde mi?
Son günlerde yaşanan olaylar mütareke dönemlerini anımsatıyor. Tepkisizlerin iktidarına, etkisizlerin muhalefeti de eklenince mevcut garabet durum hasıl oluyor.
Bu ne cüret / bu ne kin
Adamlar Türkiye siyaset yelpazesinde bir yerlerde ancak bedenen ve ruhen Türkiye düşmanlığına. yoğunlaşmışlar. Öyle ki siyasal arenada mücadeleyle hizmete talip oldukları Ülkenin bayrağını yok sayıyorlar, milli marşını okumuyorlar, üstüne üstlük terörle mücadelede yaşadıkları toprakların ve akraba oldukları insanların emniyetlerini sağlamaya yönelik askerle birlikte mücadele veren Korucuları isyana teşvik ediyorlar. Hatta askerlerimizle ortak mücadele ettiklerinden dolayı hainlikle suçluyorlar. Bu gelişmeler, Türk ve Türkiye düşmanı coğrafyalarda yaşanmıyor. Her bir santimetresi kanla sulanarak vatanlaştırılan topraklarımızda yaşanıyor.
Hep tarih tekerrür ediyor, hep huylu huyunda inat ediyor, verilen tavizler tavizleri beraberinde taşıyarak, çözümsüzlüğü, doyumsuzluğu, arsızlığı tırmandırıyor. Ey ehli vatan düşmanı sınır ötelerinde, bazı dağlarda aramayın, düşman Ankara'da, mecliste. Bakalım fikri omurgasızlığı marifet sayan, özellikle milli reflekslerimizden rahatsızlık duyan Hükumet'in tavrını doğrusu herkes gibi bende merak ediyorum. Aslında sonucun tahmini zor değil, bu kendilerini Kürt halkının temsilcileri olarak görmekte olan gözü dönmüş çapulcuların şımarmasının nedeni de sonuçları ele alınmadan çıkarılan uyum yasaları değil midir?
Mübarek ramazan ayının güzelliklerini yaşamakta olduğumuz şu günlerde, terör tüm acımasızlığıyla can almaya, kan dökmeye devam etmektedir. Artık bu duruma alışmamız gerekiyor anlaşılan. Zira mevcut iktidar özellikle terörle mücadele bir tarafa terörü azdıracak, onu cesaretlendirecek bir hayli adım atmıştır.
Türkiye'nin büyüklüğünü anlatabilmek adına Adana, İzmir, Ankara gibi illerinin nüfusuyla doğru orantılı, İstanbul'un birkaç ilçesinden az nüfusu bulunan bir ülkedir Ermenistan. Aynı zamanda tarihi, sosyal, ekonomik anlamlarda sıkıntı yaşadığımız ve uyduruk soykırım iddiaları ile bizleri tüm dünyaya rezil etme mücadelesi veren bir ülkedir. 1984 Yılına kadar Asala Örgütü marifetiyle, Ülkemizde ve tüm dünyada masum diplomatlarımızı, masum vatandaşlarımızı katleden bir ülkedir. Bunun yanında kan ve can kardeşimiz Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne kasteden ve yukarı Karabağ bölgesini halen daha işgal altında tutan bir ülkedir. Allah aşkına ne işiniz var oralarda.
Bırakın Allah aşkına sayın Cumhurbaşkanı devlet geleneğine, örflere aykırı yapılan ziyareti masum göstererek ne yapmaya çalışıyorsunuz? Bu ziyaretin bölgesel hareketliliklerin gözlemlendiği günlere denk gelmesi, irade dışı bir gelişmeyi çağrıştırıyor.
Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum, Ermanistan ziyareti öncesi Şehit aileleri ile iftar yemeğinde buluştunuz, Ermeni terörüyle can vermiş, şehadet şerbetini içmiş, ermeni terörü nedeniyle madur olmuş kişileri neden çağırmadınız ? Belki siz unuttunuz ancak ben hiç unutmadım ve de unutmayacağım. 1982 Yılı Ankara Esenboğa havalanında patlayan bombaları, elini kolunu sallayarak içeri giren teröristleri ve canlı olarak ele geçirilen Levon EKMEKÇİYAN'ı hiç unutmayacağım. Bu saldırıda ağır yaralanarak kısa zaman sonra vefat eden Babamı da hiç unutmayacağım. (Mekanın cennet olsun) Sayın Cumhurbaşkanı bir gün hatırlarsanınz ben buradayım, Ermeni terörünün madurlarını temsilen seve seve gelirim.
Türkiye insanı aç gözünü, AKP içeride ki olumsuzluklarla değil, dışarıdan gelecek talimatlarla hareket eder hale geldi. Fındık üreticisi isyan ediyor, esnaf ne yapacağını bilemez durumda, küresel sermaye sahipleri kanser virüsü gibi giderek ülke sathına yayılmakta yine de hükümette tık yok, gün geçmiyor şehit haberi geliyor, hükümette tık yok, ekonomi giderek felç oluyor, yolsuzlukların kokusu uzaklardan duyuluyor yinede hükümetten tık yok. Ancak ABD'nin bölgesel çıkarlarına hizmet noktasında üstün gayret, kesintisiz diplomasi, Ortadoğuda, Kafkaslarda en üst düzey ziyaretler. Anlayan anlasın, anlamayanlara da diyecek sözüm yok.
Başbakan bütün bu olumsuzlukları bir tarafa atarak bir medya patronuyla yine medya önünde kayıkçı kavgalarını gölgede bırakacak mahiyette, çok düşük seviyelere inerek restleşiyor, hatta biraz daha ileri gidiyor tehdit ediyor ve son olarak da finalde bombayı patlatıyor ve düelloya davet ediyor. Bu üzülerek söylüyorum tükenmişliğin, çaresizliğin üst seviyedeki tezahürüdür (yansımasıdır). Sayın başbakan artık itiraf edin, millet önünde haykırın bizden bu kadar deyiverin. Yoksa öfkeyle kalkan zararla oturur veciz sözüne muhatap kalırsınız. Benden söylemesi.
Tüm vatan sevdalılarının, yaşadığımız olumsuzluklar nedeniyle endişe duyan tüm inanların Ramazan Bayramlarını kutlayarak yazıma burada son veriyorum. Allah'a Emanet olunuz. Hoşçakalın. C.Marz - 10.09.2008