Demokrasi zafiyeti var

Başbakan Erdoğan'ın dış politika danışmanı Kalın, "BM Güvenlik Konseyi’nin kendisinde bir demokrasi zafiyeti olduğunu görüyoruz" dedi.

İstanbul Küresel Forumu tarafından düzenlenen, "Devrimden Darbeye: Arap Baharı’nın 360° Dönüşümü" toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan'ın dış politika danışmanı İbrahim Kalın, uluslararası güç dengesinin adalet üretmediğini dile getirdi.

 Uluslararası hukukun yaptırım gücü olmadığını söyleyen Kalın, şöyle devam etti:

"İnsan hakları ihlali, darbeler sözkonusu olduğunda uluslararası hukukun, sistemin genel gidişatını belirleyebilecek bir yaptırım gücü söz konusu değil. Bu yüzden Türkiye, BM Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesi gerektiğini uzun bir süredir dile getiriyor. Bu sadece Suriye ve Mısır bağlamında gündeme getirilen bir şey değil. 2004 yılından beri 20 ülkenin içinde bulunduğu bir grupla beraber Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesi için çalışma üretiyoruz."

"Türkiye olarak 'dünyada her yerde demokrasi olması gerekiyor' derken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kendisinde bir demokrasi zafiyeti olduğunu görüyoruz. Oradaki kilitlenen yapılar adalet üretmiyor dolayısıyla demokratikleşme süreçlerine de katkı sunmuyor" ifadesini kullanan Kalın, küresel düzenin paralize olduğu bir döneme geçildiğini vurgulayarak, söz konusu küresel düzensizliğin Suriye’de somut bir sorun olarak öne çıktığını belirtti.

Küresel düzensizliğin bölgesel yansımalarına değinen Kalın, "Bu durum Mısır’dan Suriye’ye, Libya’ya, Körfez’e  birçok ülkeyi etkilemeye devam ediyor. Sadece buralarda değil Afrika’ya, Somali’ye baktığınızda küresel sistemin çözüm üretemeyen, paralize olmuş bir düzensizlik sistemi haline geldiğini görüyoruz" diye konuştu.

İbrahim Kalın, bölgesel düzen açısından normalleşmenin ertelendiği bir dönemin yaşandığını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

 "Arap Baharı ile tarihin algısında normalleşme başlamıştı. Bu durum Suriye’de durduruldu, Mısır’da askeri darbe ile tersine çevrilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu normalleşme sadece bu alanlarda da sınırlı olmayacaktı. Sivil-asker, din- devlet, İslam-demokrasi ilişkilerinin normalleşmesi, bir doğal uzantısı olarak İslam-Batı ilişkilerinin normalleşmesi  gibi kazanımları olacaktır. Mısır bağlamında baktığımız zaman sivil-asker ilişkilerinin nasıl şekilleneceği meselesi var. 

Mısır darbesinin bölgeye verdiği en zararlı yıkıcı mesajlardan birisi, sivil-asker ilişkisinin askerlerin lehine yeniden tanımlanmış olmasıdır. Askerlerin desteklediği, askerlerin iş başına gelerek yönettiği bir ülkenin bütün dünya için bir test olması gerekirdi. Ancak burada sadece Mısırlı askerler değil, Batı demokrasisi de sınıfta kaldı."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri