Bundan 5-10 sene öncesine kadar genelde turistler karakola şikayet için giderdi.
''Cüzdanım çalındı, pasaportum çalındı,kolyem çalındı,cep telefonum çalındı ''ve saire
İçimizden birinin çürük çıkması hepimize sirayet ediyordu.Bir turistin başına gelebilecek kötü bir olay hepimizi üzüyordu.Çünkü ülkesine döndüğünde hepimizi hırsızla aynı kefeye koyuyordu.Bir hırsızın yaptığından ''Marmaris'te şu olur, Türkler böyledir''gibi bir yargıya varıyordu.Zaten kötü olan imajımız iyice yeri dibine geçiyordu.
Şimdiyse tam tersi bir durum söz konusu.
Gazeteyi açıyorsun neredeyse iki günde bir Marmaris'te hırsızlık haberi. Ama bu seferki haberlerde hırsızlık suçunun faili Marmaris'e tatile gelen turist.
Geçenlerde bir İngiliz Turist saatçide altın sandığı sarı renkli saatlerden 3 tanesini cebe indirirken yakalandı. Artık dükkanların hemen hepsinde kamera sistemi var.Türkiye'de mağazalarda kamera sistemi olabileceğini düşünmüyorlar.Sanırım Türkiye'de teknolojinin İngiltere'nin 50 yıl gerisinden takip edildiğini sanıyorlar.
Ondan birkaç gün önce bir elbise mağazasında yine hırsızlık yaparken yakalanmış turistler var.10 tl.lik bir tişört .Değeri ne olursa olsun sonuçta hırsızlık.
Bunun gibi sayısız hırsızlık vakası geliyor emniyete , savcılığa .
Elbette ki insanları gelir durumuna göre ayırmak doğru değil. Ama yaşanılan bu adli vakalar şehrimize gelen turistin satın alma gücünün de ne kadar azaldığını gözümüzün içine sokarcasına gösteriyor.
10 tl.lik bir eşya için hırsızlık yapacak kadar gözünü karartan bir insana ne satabilirsiniz?,
Cebinde 200 poundla 15 gün tatile gelenlerden nasıl kar edebilirsin.
Kazanç düşünce ister istemez kalite de düşüyor.
İnsanlar yaptıkları işlerden mutlu olmamaya başlıyor.
Marmaris'te radikal bir yapısal değişim olması şart.
1 milyon tane 200 pound harcayan turist geleceğine 100 bin tane 1000 pound harcayan turist gelse daha iyi değil mi?
Parası olmayan Marmaris'e gelmesin demek değil bu?
Marmaris ucuza gitmesin demek.
Çok iş yapıp az para kazanmaktansa az iş yapıp az para kazanmak evladır.