Muharrem İnce, Leyla Zana’nın kendi kaderimizi tayin etmek istiyoruz laflarına cevap veren yegane siyasetçi oldu.
Cesaret takdire şayan.
Bu ülke kan dökerek kazanıldı. Biz genelde savaş meydanlarında kazanan masa başında ihanete uğrayan ülkeyiz.
İngilizler Çanakkale’de dünyanın en kanlı savaşını yaptılar ama boğazı geçemediler. Ne var ki iki üç yıl sonra tek bir kurşun sıkmadan İstanbul’u zapt ettiler.
Bu ülkenin sorunları nutuk atarak çözülmüyor.
Bugüne kadar CHP bölgede ne yaptı?
CHP son 20 yılda doğuda,güneydoğu’da ne yaptı?
Bu sadece CHP’nin vebali değil.
Diğer partiler ne yaptılar bugüne kadar orda.
Güneydoğu’da Ak Parti Hükümetine kadar kimse bir şey yapmadı. Bu yüzden de oralar terör örgütüne, onun uzantılarına kaldı.
Güneydoğu hep şark oldu memurlar için.
Hükümetle geçinemeyen, soruşturma geçiren, meslekten atılmayıp da başka bir yere tayin edilen memurlar ceza olarak hep oraya gönderilmediler mi?
Oysa orası da en az İstanbul kadar, İzmir kadar bu vatanın parçasıydı.
Bir devlet de zorunlu şark görevi varsa çelişki oradan başlıyor demektir.
Siz yüz yıldır doğuyu güneydoğuyu şark yeri olarak gördüyseniz bugünkü sonuçtan da gocunmayacaksınız.
Mesleğe yeni atanan doktor orda göreve başlar,hakim savcı kaymakam orda göreve başlar.Polis,asker ,öğretmen orda göreve başlar.Onlar da ilk fırsatta oradan kurtulmak için çaba sarfederler. Kimse de bunun için onları suçlayamaz.
Bir ülkede bir yer sürgün yeriyse ayrımcılık o noktadan başlar.
Biz elli yıldır sürgün yerini İzmir gibi,Muğla gibi ,Aydın gibi yapamadıysak,oralar hala sürgün yeriyse bunda en çok bizi bugüne kadar yönetenler sorumludur.
Evet bu ülkenin batısı, ortası da kuzeyi de güneyi de en az doğusu kadar çile çekti. Taşlıca köyüne su yeni geldi. Muğla’da Ortaca’da, Köyceğiz’de, Dalaman’da ne köyler var yolu izi yok sayılır.
Ama içimize sinmeyen şu;
Bugüne kadar bu ülkenin bir kısmını sürgün yeri sayılmışsa, Muğla’da katlanamadıkları memuru oraya yollayarak cezalandırmayı seçmişlerse bunda en büyük kusur bizi yıllarca yönetenlerin.
Hiçbir şey yapmayıp günü geçirenlerindir.
Bunda batıdaki insanın suçu günahı yok.
Adam gibi devlet adamı yüz yılda bir gelirse, riski,seçilememeyi göze alan devlet adamı yüzyılda bir gelirse olacağı budur.