Cem Vakfı ve Alevilik

.

Profesör İzzettin Doğan Ehlibeyt soyundan bir “dede”dir. Aynı zamanda değerli hukuk bilgini ve yurtsever bir insandır.

     CEM Vakfını kuran ve yurt çapında örgüleyen Doğan'ın “cemevlerinin” fiilen meşruiyet kazanmasında ve yaygınlaşmasındaki yeri çok büyüktür.

     CEM VAKFI Alevi-Bektaşi inançlı insanların inanç hak ve özgürlüklerinin tanınması için etkili mücadele veren bir gönüllü kuruluştur.

      CEM VAKFI Alevi-İslam inancında olanların toplandığı bir kuruluştur.

      CEM VAKFI Aleviliğin İslam içinde bir akım olduğunu bilenlerin; Ehlibeyt'e aşk ile bağlı olanların kuruluşudur.

      CEM VAKFI'nda buluşanlar Alevi İslam inancına bağlı ve İslam içindeki diğer akımlara da “din kardeşi” kapsamında bakan insanlardır. Şiiler ve Sünniler rakip ve hasım değil uygulama farklılığı olan kardeşlerdir. Hasım olanlar, düşman olanlar zalim Yezitçilerdir.

     CEM VAKFI'nda İslam dışı bütün inanç sahiplerine de anlayış ile bakan ve insan kardeşliğinin değerini de bilenler toplanmıştır.

     CEM VAKFI yurtseverliğin gereği olarak Alevi-Bektaşiliğin sıkıntılarının giderilmesini Türkiye'nin birliğine ve huzuruna katkı kapsamında düşünenlerin birleşmesidir.

     Bütün bu sebeplerden de Aleviliğin “inanç değerlerine” bağlı olmayan, “Alisiz ve Ehlibeytsiz” bir Alevilik icat edip eskimiş ideolojilerini bu yolda sürdürmek isteyen kimileri; CEM VAKFI'nı sevmez ve Prof. Dr. İzzettin Doğan'dan hoşlanmazlar.

     Bunlardan “Sünni kökenliyim ama Alevi oldum” diyenler vardır. Aslında Alevi oldukları yoktur. Kendi uydurdukları felsefi akıma Alevilik adını verirler ve “Alevilik budur” diye Alevileri yollarından ayırmaya çalışırlar. 

     Kimileri de alevi anadan babadan olmayı Alevi olmak için yeter zanneder… Ama bunların Alevi-İslam'ın hiçbir inanç esaslarıyla ilgileri yoktur. Bütün Alevilerin de kendileri gibi olması için çaba gösterirler.

     Kimse yanlış anlamasın!

     Kimsenin neye inandığı ile meşgul değilim.

     Ama, Aleviliği, İslam dışı veya İslam öncesi ilan etmeye çalışmak; ya kopkoyu cehalet ya da kötü niyetten başka bir anlam taşımaz…

     Aleviliği, Alicilikten koparmak için “Alev” ile ilgili sanmak ise cehaletin en aşağısı olur…

     Alevilik elbette İslam içinde bir akımdır. Sünnilik ve Şiilik gibi…

     Bu işin hikmetini bilenlerin dediği gibi: her birimiz bir ağacın güller açan dallarıyız…

     Alevi Allah'ın birliğine inanır.

     Alevi Hz. Muhammed Mustafa'nın Allah'ın elçisi olduğuna inanır.

     Alevi Hz. Ali Murtaza'nın Allah'ın Velisi ve Şah-ı Velayet olduğuna inanır.

     Türkiye Aleviliğinin kültürünü zenginleştirenler Halacı Mansur'dur, Hoca Ahmet Yesevi'dir, Hacı Bektaş Veli'dir, Hubyar Sultan'dır, Yunus Emre'dir, Abdal Musa'dır, Şeyh Bedrettin'dir, Şah Hatayi'dir, Pir Sultan Abdal'dır. Ve benzerleridir.

     Türkiye Aleviliğinin kültüründe elbette Türk Kültürünün Türkistan'dan, tarihinden, Türkiye coğrafyasından derin izleri vardır.

     Türkiye Aleviliği elbette Cumhuriyetin değerlerini özümsemiştir.

     Ve işte CEM VAKFI kökü ve gelişmesiyle bu Alevilik bilincinde olanların VAKFI'dır.

     CEM VAKFI içinde olmayan ve bütün bu gerçeklerin farkında olan başka vakıflar da vardır… Onlar CEM VAKFI içinde olmasalar da karşılıklı sevgi ve saygıyla birbirlerine destek verirler.

     Hedef daha Demokratik bir Türkiye'dir.

     Ve demokrasinin en temel şartı inanç hak ve özgürlüğünün sağlanmasıdır.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Köşe Yazıları Haberleri