CAYDIRICILIK

Değerli okurlar medeni bir ülkenin en önemli temel taşlarından biri hiç şüphesiz hertürlü suçun işlenmesine caydırıcı uygulamaları olmasıdır.

Bir ülkenin güçlü bir Ordusu varsa bu savaş yapmak değildir ama savaş konusunda caydırıcılıktır, herkes saygı duyar, kabadayılık yapamaz.

İçişlerinde de aynıdır eğer suç işlendikten sonra değil, işlenmeden önce caydırıcı kanun ve kurallar olup uygulanıyorsa o ülke medenidir, suç oranı bayağı düşük olur.

Kendi çocuğunuza yanlış birşey yaptıktan sonra ceza verip sonra affetmek yerine ona yanlışı hiç yapmayacak terbiyeyi verirseniz hem siz, hem çocuğunuz başarılı olursunuz.

Çocuğunuza her yaptığı yanlıştan sonra ceza vermenin ona bir faydası olmayacak ve ceza almaya

alışacaktır.

Normal hayatta tutuklama, hapis etme gibi cezalar yerine bu suçların işlenmesine mani olmanın esas

medeniyet olduğunu tüm batı dünyası kabul eder.

Amerika’da eğitimde iken Kriminoloji hocamız olarak derse gelen Federal Soruşturma Başkanı meşhur Edgar J. Hoover tahtaya şöyle yazmış ve -“bunu beyninize kazıyın” demişti -

Türkçesi: “SUÇLUYU YAKALAMAKTAN ÇOK DAHA BÜYÜK BAŞARI SUÇUN İŞLENMESİNİ ÖNLEMEKTİR.”

Eski Hitler Almanyasında sivil gezen emniyet görevlileri gibi değil tam tersine görsel olarak üniforma ve

silahlı gezen görevliler tarafından caydırıcı olunur. Bugün Avrupa ve Amerikan havaalanlarına gidecek

olursanız hepsinde üniformalı ve silahlı çift gezen kadın/erkek Emniyet görevlileri görürsünüz.

Sokaklarda hergün, gece/gündüz devriye gezen silahlı Polisler görürsünüz.

Bunlar suçluyu yakalamak için değil esasında caydırmak için 24 saat görev yaparlar.

Polisin üniforması ile ortada görünmediği, caydırıcı olmadığı bir ülkede suç oranı muhtemelen en yüksek olanıdır.

Yaşı müsait olanlar hatırlayacaklardır çok eskiden 40-50’li yıllarda gece üniformalı ve silahlı bekçiler dolaşır

sık sık birbirleri ile düdük çalarak haberleşirlerdi. İnsanlar nerede ise kapıları açık yatardı.

Hertürlü suçu önlemek için 1.ci ve en önemli şart bilinçli uygulanacak caydırıcılıktır.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Köşe Yazıları Haberleri