Bu işin yetkilisi kimse bir şey yapmalı.
Özel bir yetkilisi yoksa bu işten ekmek yiyen herkes kendine durumdan vazife çıkarmalı.
Her sene birkaç turizm firması iflas ettiğini açıklıyor.
Resmen diyorlar ki,biz battık,alacaklarınızı unutun,başınızın çarense bakın.
Aslında olan biten samimiyetsizlikten başka bir şey değil.
Diyelim ki üç sene beş sene düzenli çalışmış.Otelcisi,restorantçısı,transfercisi,kim varsa kendine güvenmesini sağlamış.Bakmış sıcak para tatlı.Türkiye'de de bu konuda yasal boşluk var.Turistten toplamış 30-40 milyon doları.Müşterisini göndermiş parasını göndermemiş.Hizmeti almış bedelini ödememiş.Muhatabının kim olduğu bile belli olmayan çeklerini pırasa doğrar kesmiş.Sonra da ben iflas ettim.Hadi bana eyvallah.
Otelci gelen turisti haklı olarak kabul etmiyor.Kardeşim senin tur firman bana ödeme yapmadı diyor.Turist mecbur, ya aynı parayı bir daha ödeyecek ya da ülkesine dönecek.
Bu durumda siz istediğinizi kadar tanıtım yapın.İster Newyork'ta en merkezi reklam tabelalarını kiralayın,isterseniz her turizm fuarına katılın.BBC de,ZDF de dünyanın parasını ödeyerek Türkiye'nin ve Marmaris'in reklamı yaptırın.Ne yaparsanız yapın.Bu kötü imajı silebilir misiniz?
İngiltere'de ,Türkiye'ye tatile gelen vatandaşlarının tur firması tarafından dolandırıldığı haberi gazetelerde yayımlandığında,kıymeti kalır mı Marmaris'in güneşinin denizinin,yeşilinin.
Her yıl istisnasız birkaç tanesi batıyor bu tip şirketlerin.Beraberinde kaç işletmeyi batırıyor kimbilir.
Turizm Bakanlığı, Ticaret odası,Esnaf Odası,Tursab,Getob ve dahası.Kim varsa bu işten ekmek yiyen bu konuda harekete geçmeli.
İnsanlarımızın göz göre göre dolandırılmasına,ülkemize gelen misafirlerin lanet okuyarak dönmesine dur demeli herkes.
Nasıl ki sigorta şirketleri bu işi yapmak için teminat yatırmak zorundaysa,nasıl ki devlet bir fon oluşturup zararları karşılıyorsa Türkiye'ye turist getiren firmalardan da ciddi bir teminat alınması artık şart oldu.
Yoksa önümüzdeki yıllar da iflas eden tur şirketi haberleri duymaya devam edeceğiz.
BAŞBAKANA HAK VERMEMEK ELDE DEĞİL
Ben MHP den son yerel seçimde belediye başkanı oldum.Ama yazarlık sorumluluğum beni hep doğru olanı kim söylerse söylesin desteklemeye,yanlışı da kim yaparsa yapsın kınamaya itiyor.
Geçenlerde MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural'ın Başbakanın terör görüşmeleri ile ilgili Vuvuzela çaldırması gerçekten de ciddiyetsizliğin en ileri boyutu.Bu konuda Tayyip Erdoğan ne dese yeridir.Bu ülkeyi yönetmeye aday şahsiyetlerden ,kendilerine yakışan tavırlar beklememiz en doğal hakkımız.Çık fikrini açıkla,insanları ikna et.Vatandaş desin ki ''Oktay bey doğru söylüyo''.
Gazetecileri,haber kanallarını çağırıp vuvuzela çaldırmak da hiç yakışmadı.Oysaki insanlarda son bir iki yıldır Oktay Vural'a karşı bir sempati oluşmuştu.
Vatandaş hergün gelen şehit haberleriyle ,ekonomik yoklukla,bin türü kazayla uğraşırken,mecliste vuvuzela çaldırmak MHP ye oy mu kazandırdı.
Tüm vatandaşlara sesleniyorum.Sırf benim partimden diyerek göz göre göre yanlışı savunmayın.Sırf karşı taraftan diye söylenen doğrulara kulaklarınızı kapatmayın.Kazanan doğrudan yana kimse o olsun.