BAŞININ BELASINI BİLE

Güven KARABENLİ

Günaydın canlarım. Bugün biraz dertleşelim.

İlkbaharı yaşadık, sonbahar bitmek bilmiyor. Kasım ayını sonu geldi hala denize giriyoruz, yağmur yok.

Virüs kol geziyor. Çember daraldıkça daraldı. Bir tarafta kendim, bir tarafta okullarına gidemeyen çocuklar, bir tarafta neye uğradığına şaşırmış hayattan elini eteğini çekmeye hazır yaşlılar, bir tarafta sokak hayvanları kime üzüleceğimi şaşırdım. Kafam karma karışık.

Sahiller boşaldı. Marmaris rahat bir nefes aldı ama yaralı. Yerli, yabancı gidenler çöplerini ve virüslerini bırakıp gittiler. Uzun yalı sessiiiz. Çılgınlıklar bitti. Koca götlü, döğmeli İngiliz dilberleri yok artık. Allah'ıma şükürler olsun, o iğrenç garson dansları da yok. Turizm bitti şimdi insan hayatına değer verme akıllarına geldi baştakilerin. Utandıklarından sonunda doğru rakamları açıklıyorlar.

Geceler uzadıkça uzadı. Nereye gidiyoruz, ne geliyor bilmiyorum. Gülmeyi güldürmeyi, çoşkuyla uyandığım sabahlarımı özlüyorum. O kadar sıkıntılı ki şu günler İNSAN BAŞININ BELASINI bile özlüyor.

En yakının hastalansa geçmiş olsuna gidemiyorsun. Ölse cenazesine gidemiyorsun. Ya izin vermiyorlar, ya korkuyorsun.

Hiç bu kadar garip duygular yaşamamıştım.

Sizler nasıl hissediyorsunuz bilmiyorum.

Kuyruğu dik tutmak, sizlere kuyruğu dik tutturmak için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.

"Bu da geçer, bu da geçer" diye diye dilimde tüy bitti.

Yani benim durumum bu.

Valla böyle işte.

Ama durmak yok.

Hep yanınızda olmaya çalışacağım gidebildiği kadar.