Başbakan Yardımcısı Arınç Manisa'da

Başbakan Yardımcısı Arınç Manisa'da

- Bülent Arınç, Manisa'da yerel bir televizyon kanalında katıldığı programda soruları yanıtladı (2)

- Arınç: "Bizim insanımız (Manisalılar) çok kavgadan, iddiadan hoşlanmaz, kavga gürültüye girmek istemez. Bu rahatlık bazen iyi, bazen de iddiasız olmak gibi bir sıkıntı meydana getiriyor"

- "Bursa'da herkes iddialı. (Ben bunu yapacağım, ben bu işi yapacağım). Bu canlılık göstergesidir. Yapılar çok farklı. Orada hızlı olmaya mecburuz. Hızlı olmazsanız geride kalırsınız"

- "(CBÜ'deki fakülte sayısı) Neden bu fakülte sayısı artmıyor, neden bu üniversite büyümüyor diye birşey sorgulamadık"

(Fotoğraflı - Görüntülü)

MANİSA (AA) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa ile Manisa'daki deneyimlerini değerlendirdiğinde Manisalılar'ın daha rahat bir yapıya sahip olduğunu, bunun bazen iddiasız olmak gibi bir sıkıntı meydana getirdiğini belirterek, kentteki üniversitenin 22 yıldır 5 fakültede kalmasının sorgulanmamasını eleştirdi.

Arınç, Manisa'da yerel bir televizyon kanalında katıldığı bir programda yaptığı konuşmada Manisa ile Bursa'nın kendilerine özgü özellikleri bulunması siyaset anlayışlarında farklılıklar bulunduğunu, Manisalılar'ın çok daha rahat ve sakin insanlar olduğunu, kıyasıya bir rekabetin içinde olmadığını, bunun da siyasette partiler arasında geçişkenliklere neden olabildiğini, Bursa'da ise çok daha hareketli bir siyaset bulunduğunu, her partinin seçmeninin "çok hareketli, cabbar, diri ve canlı" olduğunu söyledi.

Bursa'da siyaset yaparken çok daha fazla yorulduğunu ama bunun insanın büyük hoşuna gittiğini anlatan Arınç, Bursa'nın 2 milyonu şehir merkezinde 3 milyon nüfusu, 13 OSB'si, 600 bine yakın çalışanının bulunduğunu, güçlü tarımı ve sanayisiyle 15 milyar dolarlık ihracatı bulunduğunu kaydetti.

Kentin otomotivden sonra savunma ve uzay sanayini de hedef olarak koyduğunu, gayretli bir ticaret ve sanayi odasının bulunduğunu, bu kurumun kenti dönüşüm içine soktuğunu belirten Arınç, Osmanlı'nın yüz yıla yakın başkentliğini yapmış olan kentin ahlaki değerlere çok önem veren, inançlı bir toplum ve kültür yapısına haiz olduğunu ifade etti.

Tarih, kültür ve inanç önderleri bakımından Bursa'nın Manisa ile çok benzerliğinin bulunduğunu dile getiren Arınç, "Şehzadeler buradan yetişmiş ama sultanlar oradan çıkmış" dedi.

Bursa'da hayırseverlerin çok etkili olduğunu, 122 hayırseverin yaptırdıkları okullarla eğitime 134 milyon lira katkı sağladığını, bunun takdir edilmesi gereken birşey olduğunu söyleyen Arınç, Manisa'da da bu konuda hareketlilik olmasına rağmen rakam ve sayı itibarıyla Bursa'nın biraz daha önde olduğunu kaydetti.

Konuşmasında Manisa ile ilgili şahsi deneyimlerinden edindiği değerlendirmelere yer veren Arınç, şöyle konuştu:

"Bizim insanımız (Manisalılar) çok kavgadan, iddiadan hoşlanmaz. Manisalılar (hayır öyle değil) derlerse ona da saygı duyarım ama benim tanıdığım böyleydi. Yani kimse dükkanının dışına pek çıkmak istemez. Kavga gürültüye girmek istemez. Bu rahatlık bazen iyi, bazen de iddiasız olmak gibi bir sıkıntı meydana getiriyor. Ama Bursa'da herkes iddialı. (Ben bunu yapacağım, ben bu işi yapacağım). Bu canlılık göstergesidir. Yapılar çok farklı. orada hızlı olmaya mecburuz. Hızlı olmazsanız geride kalırsınız. Bazen açıklamalarımızın ses tonunu farkediyorsunuz zaten, kararlı bir ses tonuyla konuşuyoruz. Manisa'da olsak yumuşak konuşuruz, herkes bundan hoşlanıyor çünkü."

Celal Bayar Üniversitesi'nin (CBÜ) kurucu rektörlüğü görevini üstlenen ağabeyinin kendisinin siyasette olması nedeniyle Süleyman Demirel tarafından görevden alındığını, üniversiteyi 5 fakülteyle devrettiğini, aradan 22 yıl geçmesine rağmen fakülte sayısının değişmediğini anlatan Arınç, "Neden bu fakülte sayısı artmıyor, neden bu üniversite büyümüyor diye birşey sorgulamadık. Ben sorgulayamazdım çünkü ağabeyimin görevden alınması benim yüzümden oldu. Bu adam siyasette güçlendi, ağabeyi de buna destek veriyor dediler. Halbuki 3 senelik rektörlüğünde 3 kez ziyaret etmedim, dedikodu olmasın diye. İyi de Manisa halkı neden aradan geçen 3 rektöre, nerede bizim yeni fakültelerimiz, öğretim üyelerimiz, hastanemiz, tıp fakültemiz, kampüsümüz demedi. Deselerdi bugüne gelmezdik."

Aynı dönemde kurulan Süleyman Demirel Üniversitesi'nin bu süreçte 17 fakülteye çıktığına işaret eden Arınç, "Allah bin kere razı olsun yeni rektörümüz geldi, iddia sahibi bir adam. 6 tane fakülte açtı. 20 senede 5 fakülte 2 senede 6 fakülte. Şimdi kabahat, bizim bu üniversite yönetimini ne yapıyorsunuz diye sorgulamamakta yatıyor. Sorumluluk hepimizin. Benim ne kadar payım varsa ben buna razıyım. Ama bu şehri yönetenlerden, söz sahibi olanlardan, kanaat önderlerinden, iktidarıyla muhalefetiyle siyasi partilerden, ne yapıyorsun sen yahu nerede bizim 6., 7. fakültemiz dememiş. Ben biliyorum ki Manisalı bunu demez. Demesi lazım. Ama Bursalı yakasından tutuyor, sarsıyor adamı. Şu anda Bursa'nın 3 tane üniversitesi var. Ben Manisa'ya ikinci bir üniversite dense nasıl bakacağım olaya. 20 senede 5 fakülteyle giden bir yerin 2 tane üniversiteye ihtiyacı var diyen adamın aklından zoru mu var diye düşüneceğim. Halbuki Manisa'nın buna da ihtiyacı var. Niye 2. bir üniversite olmasın. Şimdi yeni rektör bu iddiayı bizim karşımıza getiriyor" diye konuştu.

- Diğer üniversitelerin durumu

Fakülte sayısının 11'e ulaşmasına rağmen Süleyman Demirel Üniversitesi'nin ulaştığı noktaya halen ulaşamadıklarını söyleyen Arınç, "Manisa bunu sorgulamadı, ne yapıyoruz. Performansa bakmamız lazım. Performanstan başka şeylerle yönetici seçerseniz o zaman bu sonuçlar ortaya çıkar. Malesef Manisamız için çok utanç verici, üzüntü verici bir olay oldu" dedi.

Arınç, Bursa'nın her gün üstüne birşey koymayan insanı sorguladığını, gazetesiyle, kanaat önderleriyle tüm kentin konunun takipçisi olduğunu, Manisa'da ise kanaat önderlerinin bu sorgulamayı yapamadığını, ağabeyinin görevden alınması sırasında da bunun nedeninin sorgulanmadığını ifade etti.

İnsanların halen performanslarıyla değil eşlerinin kıyafetleri, inaçlarına göre değerlendiridiğini belirten Arınç "Vizyonu nedir, nereden başladı, grafik nereye doğru gidiyor. Bundan sonra ne yapabilir. Bunlara bakmamız lazım" diye konuştu.

Bursa'da her köyün derneğinin bulunduğunu, çok etkili konumda olduklarını kaydeden Arınç, Manisa'daki derneklerin bu kadar etkili olamadığını, Ankara'da kurulan Manisalılar Mesir ve Dayanışma Derneğini ayakta tutmak için büyük çaba gösterdiklerini, Ankara'da açılan Bursa Evi'nin ise her gün dolup taştığını kaydetti.

Manisalı'nın temiz, dürüst, kendi işine bağlı olduğunu ama siyasette, yönetimde çok fazla iddiasının bulunmadığını dile getiren Arınç, "Belki birbirleri arasında çekişme olur da birbirlerinden etkilenirler diye düşünüyorum" dedi.

- Aday belirleme süreci

Başbakan Yardımcısı Arınç, yeni seçmen kitlesinin farklı özelliklere sahip olduğu yönündeki bir değerlendirme üzerine ise "Y nesli" olarak tanımlanan genç neslin eski yokluk ve sıkıntı günlerini görmediğini, hep güzel günleri gördüğünü, bu nedenle onlar için çıtanın daha yüksek olduğunu, yüzde 50 oy almış bir siyasi parti, başarılı bir hükümet olarak yeni neslin genç seçmen profilinin istemlerini dikkate almak durumunda olduklarını, muhalefetin böyle bir çabasının olmadığının görüldüğünü anlattı.

AK Parti olarak her zaman siyaset odaklı bir anlayış içinde olduğunu, aday belirleme sürecinde de bunun etkili olacağını anlatan Arınç, aday belirleme sürecinin içinde olmadığını, 10 kişili üst komisyonun çalışma yaptığını belirtti.

Arınç, "Adayın kimliği, yaptığı işler, projeleri, mevcut belediye başkanıysa performansının ölçülmesi.. Bunlar eminim notlar halinde değerlendirmeye tabi tutuluyor. Bizim işimiz kolay bu noktada çünkü karar verici değiliz. Ama karar vericilerin işi zor. Yanlış tercih yaparlarsa bunun sıkıntısını o il de çekiyor, Türkiye de çekiyor. Ama onlar da insan nihayet. Ya şundadır ya bunda diyerek seçmiyorlar sonuçta" dedi.

Manisalılar'ın kentleri için Manisalı aday istediği yönündeki değerlendirmelerin hatırlatılması üzerine ise Arınç, bu kriterin mahalle seçimlerde önemli olduğunu ancak çok başarılı bir belediye başkanının dışarıdan gelmesini kabul etmemek gibi bir sonucu da doğurduğunu belirterek şunları kaydetti:

"Altın gibi bir insan Turgutlu'dan, Aydın'dan, Denizli'den gelse 'Kardeşim sen Manisa'da oturmuyorsun sana izin yok' deme anlamına gelmemeli. Birinci tercih halkımızın dediği gibi olmalı. Ama ikincisini de kapatmamalı. Birinci şart olarak Manisalı, Manisa'yı bilen, Manisalıları tanıyan, kentin neye ihtiyacı olduğunu planlayan bir insan için birinci kriter olmalı ama diğerlerine kapı kapalı kalmamalı. Özellikle büyük metropollerde böyle birşeye ihtiyaç olmayabilir. İstanbul'un Ankara'nın belediye başkanı olacak kişide siz bu şartları ararsanız o zaman iyi insanları belki dışarıda bırakmış olacaksınız. Dolayısıyla ben Manisa ölçeğinde böyle bir tercihin yapılıyor olmasını fevkalade isabetli bulurum. İnşallah buna uygun adaylarımız olacaktır. Ama seçim zamanı geldiğinde sanki bunlardan farklı tercihler de yapıyorlar gibi geldi bana. O zaman gazeteye söylediklerini sandık başında da yapacak bir noktaya gelsinler."

(Sürecek)

Muhabir: Tolga Albay
Yayınlayan: Nevbahar Kabaklı

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri