BAĞIŞ VE RÜŞVET

.

Sevgili okurlar ''bağış ve rüşvet'' arasında Türkiye'de biz nedense fazla fark görürüz. İkisi arasında hiç bağlantı kurmayız, üstelik sosyal demokratlar, hatta koyu solcular bile benzerliği göremezler.

                            Bir anımı sizinle paylaşmak istedim. 1950'li yıllardı ve İstanbul'da çok zengin bir ailenin oğlu yakın arkadaşımdı. 17 yaşında daha ehliyeti yok iken ailesi kendisine son model üstü açık otomatik vites Ford Mustang araba aldı. Bu araba ile ehliyetsiz geziyorduk, hertarafa girip çıkıyorduk.  Bir örnek vermek gerekirse o zamanlar Kabataş ile Üsküdar arasında arabalı vapurlar vardı ve çok uzun kuyruklar oluşurdu. Biz gittiğimizde trafik polisleri düdük çalar, birbirlerine işaret eder ve en öne bizi geçirir tek dakika bile beklemezdik. Kaza olduğunda biz herzaman haklıydık.

                            Bir gün kendim gördüm arkadaşım bayram ve özel günlerde trafik polislerine kutu içinde Hislon ve Nacar marka kol saati veriyordu yani bağışlıyordu. Ayrıca arkadaşımızın babası zamanın İstanbul Vali ve Belediye Başkanı olan Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay ile çok samimi olduğu, büyük bağışlar yaptığı anlatılırdı. Herhangi bir sıkıntı halinde Özel Kalem Müdürünün ev ve iş telefonları cebindeydi.

                            Bu arkadaşımın o zamanlar İstanbul'da Milletvekillerinden çok daha fazla dokunulmazlığı vardı.

                            Devlete bağış yapmak dünyanın her yerinde vardır ancak bu bağış miktarları limitlidir, istediğiniz kadar bağış yapamazsınız. Devletin bağış almaya yetkili kurumları vardır oraya istenildiği kadar bağış yapılabilir. Bu gibi kurumlar bizde de mevcut.

                            Ne Amerika'da, ne de Arupa'da Cumhurbaşkanları, Başbakanlar belli bir miktarın üzerinde hediye ve bağış alamazlar, verilirse mutlaka resmi makamlara devretmek zorundadırlar. Bizde bu da yok.
                            
                            Bakıyorum üstelik devlet bağış istiyor. Neden bağış yapıldığının soruşturması ise hiç yapılmıyor.

                            Eğer büyük bağışların karşılık beklenmeden yapıldığını düşünüyorsanız ben inanmıyorum, böyle birşey dünyanın hiçbir yerinde mümkün değildir.

                            Hiç düşündünüz mü, eşya'nın tabiatına uymuyor, Allah bile verdiği canı geri alıyor, bağışlamıyor, kul menfaati olmadan durup dururken kendinden çok daha zengin olan devlete neden bağışlasın?

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri