Milletvekiliyken Mecliste bir konuşma yapmıştım. Konuşmamın sonunu ATATÜRK'e, MİLLİ MÜCADELENİN şehitlerine ve gazilerine ALLAH'tan rahmet dileyerek bitirmiştim. Bir millevekili önümü kesti ve efelendi;
- Siz nasıl ATATÜRK'e rahmet dilersiniz O Müslüman mıydı?
ALLAH'ın rahmetini bile ATA'ya çok gören bu zihniyet sahibine ne denebilirdi?
- Yazıklar olsun sana!.. ALLAH'ın rahmetini dilemek için senden izin mi alınacak Sen nasıl Müslümansın? ATATÜRK olmasa burası olur muydu? Ve sen burada olabilir miydin?
Hatırlayalım değerli okuyucum Gazi, Milli Mücadeleyi önce kongrelerle başlattı Sonra Meclis topladı. MECLİS'in HÜKÜMETİNİ oluşturdu. MECLİS'in ORDUSUNU kurdu Ordunun başkomutanı oldu, bizzat komuta etti. Sakarya Meydan Savaşını ve Başkomutanlık Meydan Savaşını kazandı. Eskişehir'i bile almış olan saldırganları ezdi ve bağımsız bir devlet kurdu.
Eğer Gazi savaşını kazanmasaydı, Türkiye Orta Anadolu ve Dersim'den oluşan küçük bir devlet olarak kalacaktı O da kalırsa
Atatürk elbette Müslüman'dı, kendine özgü bir anlayışla da dindardı. Kendisinden daha başka biçimde dindar olanlara da içtenlikle saygılıydı.
Mareşal Fevzi Çakmak ATA'nın en güvendiği insandı. Sonuna kadar, ORDU, ÇAKMAK'a emanet edilmişti. Ata, kendisinden sonra yerine Mareşal'in seçilmesini Celal Bayar'a vasiyet etmişti. Bu vasiyet Ata'nın Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'ın hatıralarında vardır.
Ve Mareşal Fevzi Çakmak namaz kılan, oruç tutan, içkiye el sürmeyen dahası ehl-i tarik bir dindar Müslüman'dı.
Ata, Ramazan geceleri, kutlu geceler ve Mareşal'in Köşk'e geldiği geceler, kesin emirler vererek sofraya içki koydurmazdı. Mareşal böyle şeylerden hoşlanmaz diyerek
Müslümanlığı nefislerinin süsü, ticarette geçim, siyasette seçim vasıtası yapanlar ne anlarlar Atatürk'ün dindarlığından
Onların Atatürk gibi Kuran-ı Kerim dinleyip ağladıkları oldu mu? Bir kayısının tadında TANRI'nın yüceliğini bulabildiler mi? MUHAMMED MUSTAFA'nın ALLAH'ın en seçkin kulu olduğunu haykıran Ata'nın sözündeki sırra erebildiler mi?
ATATÜRK DÖNEMİ
Harap bir ülke üzerinde kuruldu Cumhuriyetimiz Nüfus on üç milyon Çoğu ihtiyarlar ve kadınlar Tarım ilkel, sanayi yok
Tarımı çağdaşlaştırma, sanayileşme çabalarına hız verildi. Uçak yapıp satan bir Türkiye ortaya çıkarıldı.
Atatürk Sadabat Pakt'ını kurdu, İran'la, Irak'la, Afganistan'la çok yakın oldu. Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya ile Balkan Pakt'ını kurdu. Sovyetler Birliği ile de, Avrupa ile de, bütün dünya ile de dostluklar geliştirdi. Ama gerektiğinde Hatay'ı Fransızlardan geri almayı da başardı.
Atatürk döneminde ortalamasını aldığınızda enflasyon yüzde üç (%3) civarındadır. Ortalama kalkınma hızı ise yüzde on ikidir (%12). Atatürk döneminde, Osmanlının borçları ödendi, borçlanılmadı
Atatürk döneminde Türklük bilinci kökleştirildi; kaynağındaki gerçek İslam'a yönelmek amaçlandı Atatürk döneminde tam demokrasi için toplumun hazırlanması istenildi. Denemeler yapıldı Olmadı, ertelendi.
Atatürk dönemini iyi anlamalıyız; ilke ve inkılap bekçiliği slogancılığından kurtularak Bilim ve akıl çizgisinden sapmadan