*Askerliğimin 9 ayı dağlarda geçti
Ali Cebe, 1985 Kütahya doğumlu
Marmaris Yat limanında bir restaurantta aşçı olarak çalışıyor
Söyleşimizi öğleden sonraki izin saatlerinde çalıştığı yerde yaptık zaten
2008-2009 yıllarında Tunceli, Hozat'ta yapmış askerliğini
Aynı zamanda kardeşi de Zonguldak'ta askerde olan Ali, gönüllü olarak gidiyor Güneydoğu'ya
Aile fertlerinin gurbette olmasına alışkın olan anası, hayır dualarıyla yolcu etmiş oğullarını askere. Ali, dağlara göreve çıktıklarını, merakta kalmasınlar diye söyleyememiş evdekilere
Ta ki terhisine 2-3 ay kalana kadar bilmemiş ailesi askerliğinin dağlarda geçtiğini
Aynen Güneydoğu'ya gönüllü gittiği gibi, yaşadıklarını anlatmaya da gönüllüydü Ali
Kahvelerimizi masaya bırakıp, oturdu
Askerde çekilmiş fotoğraflarını yaydı masaya
Şimdi yeniden askerdi
Askerliği sevdiği kadar, dağları da sevmiş
Öyle ki havancı olarak tugayda kalacağına, gönüllü olarak time girmiş, dağlara göreve çıksın diye
Askerlik süresinin 9 ayını dağlarda geçirdiğini söyleyerek başlıyor anlatmaya
*Yanındaki arkadaşın ölürse, vicdanın rahat olacak mı?
Dağda başa gelebilecek her şeye karşı eğitildik
Bu yüzden kendime ve arkadaşlarıma güveniyordum. Ölüm korkusu hiç yaşamadım
Yalnız doğal olarak, operasyonlara giderken heyecanlanıyordum
Tugayda marşlar çalınırdı hep
Bu durum insanın milli duygularını yoğunlaştırıyor. Moralimizin yüksek tutulması ve güven duygularımızın pekişmesi için devamlı görüntülü eğitim de alıyorduk.
Komutanlarımız, bizim daima uyanık ve dikkatli olmamız için uyarırlar, -Yanındaki arkadaşın ölürse, bunda senin de sorumluluğun var, bu yükü kaldırabilecek misin, vicdanın rahat olabilecek mi?- derlerdi.
Operasyonlarda zaten hiç uyunmazdı
Gündüz belirli sayıda asker nöbet tutar, diğerleri dinlenir
Benim asker olduğum dönemde, arkadaşlarımızdan şehit olan olmadı
Yalnızca mayın patlaması nedeniyle iki arkadaşımız gazi oldu. Onlar için önce çok telaşlandık, sağ kalmaları bizim için en büyük teselli oldu
*Bileklerimize ip bağlar, çekelerdik
Her yer dağ tepe
Başka bir şey yok görebileceğin
Bir de bodur boylu meşeler var çokça
Aylarca dağlardan ve birbirimizden başka bir şey görmedik
Dağda özellikle gece, çok sessiz olmak zorundasın. Birbirimize belli mesafelerde konuşlanırdık dinlenirken
Bileklerimize ip bağlar, çekelerdik
Eğer diğer arkadaş da buna kolunu çekerek yanıt verirse belli ki uyumuyor. İçimiz rahat ederdi o zaman
Yok vermezse, yanıt alana kadar ipi çeker uyandırırdık. Aldığımız eğitimlerde, konuşmadan hareketlerle kendimizi ifade etmeyi öğrendik. Dağda görevdeyken özellikle geceleri hiç konuşmuyor ve çok sessiz olmaya özen gösteriyorduk. Bazen yürürken üzerimizdeki giysiler hışırdıyorsa uyarırdık birbirimizi
Soluklanıp, kahvesinden bir yudum içti
Fotoğrafları aldı yeniden eline
Anlatacak o kadar çok şey var ki
Seçmekte zorlanıyorum dedi hafiften gülümseyerek. Gözleri anılarını anlatan diğer Mehmetçikler gibi buğulanmıştı
Askerlik çok şey öğretiyor insana dedi ve devam etti konuşmasına:
*Sırtımızda 50 kilo yükle, 1 gün yürüdük
Bir görev sırasında sırtımızdaki yaklaşık 50 kilogram yükle 1 gün boyunca yürüdük
Yanımızda belli miktarda su olduğundan, arkadaşlardan birinin suyu bitti
Biraz kötü durumdaydı, benim yanımdaki suyla elini yüzünü yıkadık. Sonra ben susuz kaldım tabii
Susuzluğun ne demek olduğunu, insanın ne kadar zorlandığını öğretti o gün bana
Yaşadığım bu zorlu günü hiç unutamıyorum.
*Kartoteksleri çıkaramayınca ayaklı sauna olduk
Kış başındaki bir görevimiz sırasında da, komutan aniden toplanmamızı istedi. Hemen toplanıp yer değiştirecektik. Arkadaşım silahını ıslanmaması için bana vermiş, kendi dedektörünü ve diğer eşyalarını topluyordu
Dolayısıyla toplanmamız biraz uzun sürdü ve üzerimizi değiştirmemize fırsat kalmadı. Üzerimizdeki soğuk geçirmeyen kartoteksleri çıkaramadan, sırtımıza su geçirmeyen pançoları alarak yürümeye başladık. Yükümüz oldukça ağır, kartoteksler de hava aldırmıyordu. Böylelikle vücut ısımız iyice yükseldi, başladık terlemeye
Fırın gibi ısınmıştık
Çaresiz başımızı açtık
Başımız terden sucuk gibi olmuş, duman çıkıyordu
Ne durmamız, ne de üstümüzü değiştirmemiz mümkün değildi. Yerler çamur ve hava oldukça soğuktu. Ama biz ayaklı sauna gibiydik.
*Kilolu arkadaşımız göğsüne kadar kara gömülüyordu
Kar görevine, beyaz kar giysilerimizi giyip çıkıyorduk. Belli bir yere kadar araç getiriyor, yürüyorduk sonra. Öncü arkadaş değişiyordu, 5 dakikada bir. Biz 21 kişi en öndeyiz, yürüyüş yolunu aça aça gidiyoruz. Akşam 21.30 dan, sabah 07.45 e kadar böyle yürüdük. Kilolu bir arkadaşımız vardı. Önümüzde yürüyor. Daha doğrusu yürümeye çalışıyor, bastığı yere batıyordu göğsüne kadar
Hadi onu çıkarıyoruz, yolu açıyoruz, kar basılmamış olduğundan bizim arkadaş yeniden gömülüyor kara
Baktık olacak gibi değil
Çok zayıf bir arkadaşımız vardı
Gönüllü olarak en öne geçti ve kimse batmasın diye yolun açılmasına o öncü oldu.
Ali anlatıyor, ben de bir taraftan fotoğraflarına bakıyordum. Askerde çektirdiğin ne kadar çok fotoğrafın var Ali dedim. Gerçekten öyleydi
Askerlik benim ruhumda var sanki abla, kendimi hala asker hissediyorum
İlerleyen yıllarda çocuklarıma askerliğimi anlatırken, onların bu yaşanmışlıkları görmesini istedim diyor. Müsaade isteyip, kahvelerimizi tazeliyor.
*Evlerimize davullu zurnalı uğurlandık
Terhisime 10 gün kalana kadar göreve çıktım. Artık o son günlerde, bir görev dönüşü, taburdaki diğer asker arkadaşlar bir terör gurubunu sıkıştırmışlar ve silahlı çatışmaya girmişlerdi. Bunu duyduğum zaman çok heyecanlanmıştım.
Askerlikte terhis zamanları unutulmaz izler bırakıyor insanda. Evinden, yerinden nasıl uğurlanıyorsan askere, davullu-zurnalı aynı şekilde eğlence yapılıyor. Barbeküler yanıyor, çiğ köfteler yapılıyor. Evlerimize böyle uğurlandık hepimiz
Erkek kardeşim benden 3 gün önce terhis olmuştu. Üzerine bir de ben gidince, evde bayram havası esti. Annemin o günkü mutluluğunu anlatmam mümkün değil.
Alnımda Kar, Başımda Duman yazı dizisinin birçok bölümünde Ali'nin görüntülediği fotoğrafları kullandık. Vedalaşmadan önce Bayrağımızın önünde, söyleştiğimiz günün anısını da sabitledik Ali'yle
Ayrılırken Abla, sana bir şey söyleyeyim, bunu mutlaka yaz ama, unutma
Bugün çağırsalar yine giderim askere dedi
(devam edecek)
*Askerliğimin 9 ayı dağlarda geçti
Ali Cebe, 1985 Kütahya doğumlu
Marmaris Yat limanında bir restaurantta aşçı olarak çalışıyor
Söyleşimizi öğleden sonraki izin saatlerinde çalıştığı yerde yaptık zaten
2008-2009 yıllarında Tunceli, Hozat'ta yapmış askerliğini
İlk yorum yazan siz olun