ARTIK SİYASET DEĞİL ŞOV YAPILIYOR
Mehmet Arif çoğu hapishanede geçen günlerinde yazmıştır en sevilen şiirlerini
Seni anlatabilsem dipsiz kuyulara akan çığlığa
Okyanusun en ıssız dalgasına düşmüş bir kibrit çöpüne
Yokluğun cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum kapama gözlerini''
Diyerek bitirir bu içimizi cız ettiren şiirini. Benimsediği fikir ne olursa olsun ancak özü sağlam bir insandan çıkar bu dizeler.Acıların imbiğinden geçip yürekte demlenen hislerle.
Şöyle bir baktım da Muhsin Yazıoğlu'nun Üşüyorum şiirine.O da bir o kadar dertle yazılmış içerde.
'' Huzur dolu içimde
Ben sonsuzu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk üşüyorum
Okuyunca insan sanki içerde o günleri geçiren kendisiymiş gibi dertleniyor. Hüzün kaplıyor içimi.Milliyetçiliğin ,Nizamı Alemin en önce giden neferi.Adını böyle tertemiz tutmuş kaç siyasi parti lideri tanıyorsunuz dünya üzerinde.
İki şairin dünya görüşleri ne kadar farklı değil mi? Oysa iki şiir kardeş gibi yakın duygularla yazılmış.
İkisi de üşüyor içerde.
İkisi de işkencelerle başlıyor güne. İşkencelerle bitiriyor geceyi.
İkisi de inanmış insanlar.İnancı için yaşayıp inancı için ölmüş.
Çünkü ikisi de fikir adamı.İkisi de iyi insan.İyi insanlar Sağcı Solcu,Alevi ,Türk Kürt Sünni Yahudi, fark etmez heryerde iyidir ve aynı duyguları yaşarlar,yaşatırlar.
Onların solculukları da sağcılıları da yavan değildir.
Artık böyle fikir adamları kalmadı.
Şimdi halkın değer yargıları üzerinden, hassasiyetleri üzerinden koltuk kapmaya çalışan ,rant peşinde koşan siyaset yapılıyor.
Şimdi siyaset değil şov yapılıyor.