Araştırmacılara bir belge

.

 Kavramlar, kurumlar ve akımlar üzerinde düşünenler, araştıran, yazıp konuşanların düştükleri temel yanlışlardan biri "kavramların, kurumların ve akımların bugünkü durumlarının geçmişin katmanlarında da aynen" olduğunu sanmak.

            Söz gelimi?

            Söz gelimi bana soruyorlar: “Hoca Ahmet Yesevi Alevi miydi? Sünni miydi?”

            "Aleviydi" desem yolun kendisinden sonraki bütün değişimlerini ona yüklemek gerekecek..

            "Sünniydi" desem bugünkü Sünnilikle ilgisi ne?

            Peki neydi?

            Ne olacak o "Hoca Ahmet Yesevi" idi...

            Dolayısıyla kolaycılığa kaçıp, bugünün kalıplarının içine sokmaya çalışmadan, onu anlamaya çabalamalıyız, diyorum... Alevilere de, Sünnilere de...

            Gerçekte Aleviler alevi olsa, Sünniler de sünni olsa aradaki ayrım azaldıkça azalacak.

            Aleviliğe bulaştırılan ters ideolojilerden Aleviliği, Sünniliğe bulaştırılan Emevi- Abbasi Saltanatçılığından Sünniliğe bir arındırın da görün...

            "Söz gelimi" diyorum... İmamı Azam Ebu Hanife'nin Emevileri de, Abbasileri de “zalim, gasıp ve baği olarak” nitelemesi nerede, Emevi-Abbasi Padişahlarını "halife" sanıp toz kondurmayanlar nerede? Kaynak mı? Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınlarından "Ebu Hanife" adlı kitapta... Yazarı da Ezher Alimlerinden Prof. Dr. Muhammed Ebu Zehra... Daha ne olsun.

            Anlatıyorum, anlatıyorum yine soruyorlar: "Peki H.A.Y. Alevi miydi, Sünni mi?

            "Gül bahçemi gör de baharımı anla" diyerek bir örnek vereyim de kararı siz verin...

            Kazakistan'ın Türkistan Şehrinde H.A.Y. Türbesi var... Emir Timur yaptırmış... Dev bir eser. Hazret'in bedeninin mezara konulmasından takribi 170 yıl sonra... Ve Emir Timur uzun bir direğin (8 m) ucuna tuğ ve alem yaptırmış. Alemin üzerindeki yazılarda Yesevi Yolu'nun en temel kavramları yazılmış... Gidenler, görenler, sorarlar ne yazıyor diye işte cevabı:

            En üstte:

            ALLAH

            Altta:

            Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resuluhu

            Sonra altta:

            Ebubekir Sıddık, Ömer Faruk, Osman b.Affan, Ali el-Murtaza

            Şimdi... Burada biraz duralım... "Sünnidir" diyenlerin "dememiş miydik?" dediklerini duyar gibi olalım. (Alevilikde Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman benimsenmez ya...)

Ve okumayı sürdürelim.

MUHAMMED ALİ NİMETULLAH

(Muhammed Ali Allah'ın nimetidir)

Ve devamı: Allahüme salli ala Muhammed Mustafa… Ali-el Murtaza… Hasan-el Mücteba… Hüseyin-el Şehidi Kerbela… Ali Zeynel Abidin… Muhammed el Bakır… Cafer-el Sadık… Musa el Kazım… Ali er Rıza… Muhammed el Taki… Ali el Naki… Cevat Hasan El Askeri… Muhammet-el Mehdi.

            On iki imamın adı sayıldıktan sonra onlara ve Allah Elçisi Muhammede dua ile bu bölüm bitiyor.

            Muhammed Ali kavramına bağlı ve on iki imamı benimseyenlere ne deniyordu?

            Yazılar bitmeli!

            Altta şöyle bir yazı var:

            "Bu dünyadaki şeyhlerin başkanı Hakk Hazretlerinin velisi, Alevi Şeyh Ahmet Yesevi'nin dergahının tuğu... "

            En alta Emir Timur da yazılmış:

            “Değerli sultan, padişah, alim, işleri sözlerine uygun, adaletli Emir Temir Köregen...”

            Peki bu kadar bilgiden sonra hala soruyor musunuz?

            H.A.Y. Alevi mi Sünni mi?... Siz ne diyorsanız o... Ve elbette, ne diyorsanız ondan başka...

            Bilim adamlarına not:

            Bu belgenin de arada iki asır geçirdikten sonra ve Emir Timur tarafından yazdırıldığını unutmadan değerlendirilmesi gerekir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri