Allah'a giden yolun kapısı

.
Allah\'a giden yolun kapısı

     Hoca Ahmet Yesevi'nin "HaberTürk" tartışma programında gündeme gelmesi elbette iyi oldu. Duymayanlar duydu, az bilenlerin bilgisi biraz arttı. Ama en önemlisi ilgi alanı oluştu. Şimdi bundan yararlanılmalı.
     "www.aygazete.com"u"u tıklarsanız, orada "Hoca Ahmet Yesevi Yolu ve Hikmetler" adlı kitaba ulaşabilirsiniz. Tamamını okuyabilir, indirebilirsiniz. İsteyen istediği kadar basıp, satıp, dağıtabilir. Telif ücreti yoktur ve olamaz da... Kitap benim penceremden bakınca görünenlerdir. Seçtiğim hikmetler PİR'in olduğuna inandıklarımdır. "Divan-ı Hikmet" adıyla Türkiye'de veya başka ülkelerde yayınlanan Divan\'ların içinde "Ahmet Yesevi Yolu Yolcularının" yazdığı şiirler de vardır. Erbabı için onları seçip ayıklamak zor değildir. Sözünü ettiğim kitapta ise seçilmiş şiirler vardır...
     Ahmet Yesevi, 1166'da yeraltında ikinci bir hayata başladı. "İkinci defter" açıldı ve hikmetleri de o zaman söylemeye başladı. Derlendi, yazıldı, çoğaltıldı, yayıldı ve yayınlandı... Yolundan gidildi...
     Onun hikmetlerinin benzerleri yazıldı ve "Türkçe dirildi"...
     Hikmetler saz, kopuz, çeşt, rebab, çeng eşliğinde yüzlerce yıl Türkler arasında ve Türklerle birlikte yaşayan başka halklar arasında söylenegeldi. Hiç kuşkunuz olmasın Yunus Emre de o yolda oluştu, Karacaoğlan da... Âşık Veysel de... Ve başkaları da...
     Şimdilerde hikmetleri olabildiğince asıllarına uygun ve anlamı açıklayıcı amaçla bugünkü Türkiye Türkçesine aktarmaya çalışıyorum... Görelim bakalım söze nasıl başlamış ve sonra neler demiş "Türklerin Piri"?
     İşte:
BİSMİLLAH

     Bismillah ile başladım hikmet dedim
     Taliplere inci cevher saçtım işte
     Riyazeti katı tuttum gamlar yedim
     İkinci defter sözünü açtım işte

ALLAHA GİDEN YOLUN KAPISI: İNSAN

     Söylüyorum, Hakk'ı görmek, kim dilerse
     Canından, mallarından varından verse
     Garip, fakir, yetimler gönlüne erse
     Gönlü kırık olmayandan kaçtım işte

     Nerde görsen gönlü kırık merhem ol sen
     Öyle mazlum yolda kalsa hemdem ol sen
     Mahşer günü dergâhına mahrem ol sen
     Benlik güden insanlardan kaçtım işte

     Garip, fakir yetimleri Resul sordu
     O gecede mirac oldu Hakk'ı gördü
     Geri geldi fakirlerin halin sordu
     Gariplerin yollarından geçtim işte

     Ümmet isen gariplere uyar ol sen
     Ayet hadis söyleyen duyar ol sen
     Günlük rızık ne verilse doyar ol sen
     Doyar oldum şevk şarabı içtim işte

     Medine\'ye Resul vardı oldu garip
     Gariplikte mihnet çekip oldu habip
     Cefa çektim Yaratan'a oldu karip (yakın)
     Garip olup engelleri aştım işte

     Akıllıysan gariplerin gönlünü al
     Resul gibi, El\'i gezip yetimi bul
     Dünyaperest soysuzlardan uzakta ol
     Uzak oldum derya oldum taştım işte.

     Böyle diyor ULU YOL GÖSTERİCİ... Allah'a giden yolun kapısı insan... Garip, fakir, yetim insanlar... Ramazan bereketli olsun...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri