Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Hasan Güngör, akciğer tansiyonu hastalığında erken teşhisin çok önemli olduğunu bildirdi.
Güngör, gazetecilere yaptığı açıklamada, vücutta dolaşan kirli kanı oksijenlenmek üzere sağ kalpten akciğerlere getiren pulmoner arter ismi verilen damarlarda, kan basıncının artması sonucu ortaya çıkan hastalığa "akciğer tansiyonu" denildiğini hatırlattı. Nadir görülen ve tanısının zor konulan hastalığın, yaşam kalitesini kısıtladığını ve genellikle de ölüme neden olduğunu ifade eden Güngör, hastalığın belirtileri arasında çabuk yorulma, nefes darlığı, baş dönmesi, bayılma, göğüste sıkışma hissi, göğüs ağrısıbacaklarda şişme ve , çarpıntının bulunduğunu bildirdi.
Güngör, şu bilgileri verdi
"Akciğer tansiyonu tanısı konulduktan sonra hastalığın hangi evrede olduğunun da belirlenmesi gerekir. Birinci evrede genellikle hastalık mevcuttur ancak henüz teşhis edilememiştir. İkinci evrede hastalarda çabuk yorulma gözlenir ve şanslıysa teşhisi konulmuştur. Üçüncü evrede ise hastalık artık tam anlamıyla kendini hissettirir ve nefes darlığı da eklenir. Ayrıca hasta bu dönemde, kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz. Hastalığın son evresinde ise hastalık en şiddetli halini gösterir. Bu dönemde, hasta istirahat halinde bile pek çok belirtiyi yoğun bir şekilde hissetmektedir. Bu evrede tek çare ise uygun bir kalp-akciğer naklidir."
Güngör, , hastalık konusunda bilinçlendirme amacıyla, Aydın bölgesindeki tüm kardiyologlarla temasta olduklarını belirtti.
Muhabir: Suat Deniz
Yayınlayan: Serdar Yılmaz