Geçenlerde bir arkadaşımın ofisinde üç beş kişi sohbet ediyorduk. Tanımadığım bir şahıs da vardı. Erkekler bir araya gelince ya futboldan konuşurlar ya da siyasetten.
Tanımadığım şahıs AK Parti hakkında öyle itham edici sözler söyledi ki. Adamın sözlerinde sanki çok uzun hatta yüzyıllardır var olan bir kin ve nefret vardı sanki. Anayasa Mahkemesinin Ak partiyi kapatmamasına bir hayli öfkelenmişti anlaşılan. Bu vatandaşın nazarında Ak Partili olmak tüm kötülüklerle işbirliği yapmakla eş değerdi.
Peki dedim ''Ak Partiye oy verenler bizim insanımız değil mi? Bu ülkenin vatandaşı değil mi?''Bunu duyunca bu arkadaşın öfkesi daha da arttı.
''Seçimlere hile karıştırdılar, herkese kömür dağıttılar'' dedi. Ve ekledi ''Ben AKP'ye günahımı bile vermem''.
''Doğrusu Marmaris gibi sıcak bir yerde dağıtılacak kömüre kimse kanmaz dedim'' Ama arkadaşımın öfkesi dinmedi. Dayak yiyeceğimden korktum. Beş dakika sonra da izin isteyip ayrıldım.
Birkaç gün sonra bu sefer ağırlığın başka bir cenahtan oluştuğu birkaç kişiyle sohbet ettim. Bunlar da daha çok iktidar yanlısı olan kişilerdi. Onların tavrı önceki arkadaşın ki kadar sert değildi. Ama yine de önyargı vardı.Konuşmalarında daha çok ''işte bunlar böyledir, öyledir, yüzlerinde nur yoktur ''gibi laflar vardı.
Aynı gün de farklı bir sohbet ortamında yaşça benden büyük ağabeylerimin sohbetine katıldım. İçlerinden birisi mensubu olduğu siyasi partinin temelinden yetiştiğini, kanını akıtsalar da başka partiye oy vermeyeceğini, liderleri kim olursa olsun partisinden vazgeçmeyeceğini anlattı.
Ben de sordum ''Kıbrıs Rumlarının Türk Düşmanlığıyla tanınmış lideri Makarios çıkıp gelse partinin başına lider olsa yine oy atar mısın?''
''Elbette, teşkilatçılık budur. Siz yeni nesil 80 öncesini hatırlamazsınız, teşkilatçılığı bilmezsiniz''
Söyleyecek söz bulamadım. Hala da öyle.
Siyaset niçin yapılır? Aslında ülkenizi ve yaşadığınız dünyayı daha güzel, daha müreffeh yapmak için. Türkiye'yi daha güzel bir ülke yapmak için, insanların mutlu olması için yapılır siyaset.
Takım tutar gibi parti tutmak bu ülkeye çok pahalıya mal oldu. Konuştuğum insanlar hep hoşgörüsüz, kimsenin kimseye tahammülü kalmamış. İnsan umutsuzluğa kapılıyor.
Bugün bir darbeye en fazla karşı olmasını beklediğiniz siyasi görüşün taraftarları darbeden medet umuyor. Bir nefret var insanların gözlerinde. Bizi bu hale kim getirdi?
Ak Partiye oy atan da bizim insanımız. Kimsenin bu insanları yobazlıkla, bağnazlıkla, seçimlere hile karıştırmakla itham etmeye hakkı yok. Aynı şekilde C.H.P.'ye, M.H.P.'ye ya da başka bir partiye oy verenler de bizim insanımız. Kimsenin bu ülkede yaşayan insanlar arasına düşmanlık tohumları ekmeye hakkı yok. Bu ülkenin aklıselim insanları birbirine karşı hoşgörüyle, sevgiyle yaklaşmayı bilen insanlardır. Huzursuzluk, nefret, kin, takım tutar gibi parti tutmak. Gerçek bağnazlık budur.
Birbirimize önyargılı ve sevgisiz bakışlarımıza ne zaman son vereceğiz?
Yanılmıyorsam Einstein'ın bir lafı var.
''Önyargıları kırmak, atomu parçalamaktan daha zordur.''