ACILAR SİLİNMİYOR

Güven KARABENLİ

Dün hüzünlü bir yazı paylaştım. Duygulandınız, yorumlar yaptınız. Yükümü hafifletmek, bana destek vermek için elinizden geleni yaptınız. Teşekkür ederim. 

Biliyor musunuz zaman herşeyin ilacı değil, acılar silinmiyor, bir yere gitmiyor, eskimiyor, kaybolmuyor, sadece o acıları yüklenip taşımaya ve o acılarla yaşamayı öğreniyorsunuz. Mangalda küllenmiş kor parçaları misali. Birden bir şey oluyor, veya bir şey duyuyorsunuz, veya bir şey görüyorsunuz,  küller aralanıyor ve ateş ortaya çıkıyor. Hiç bir şey yapamıyorsunuz, görmezden gelemiyorsunuz, farkında değilmiş gibi davranamıyorsunuz. İste o zaman öyle bir içiniz doluyor ki boğulacak gibi hissediyorsunuz. Size o yazıyı yazdım çünkü nefessiz kalmış içime ata ata yorulmuştum. 

9 yıl oldu Yeşil Gözlü Güzel kadını kaybedeli inanır mısınız.

Son beş yıl da ayrıca büyük abimi, büyük ablamı, küçük abimi kaybettim ben. Bana hep destek oldunuz.

Peki bu 9 yıl içinde hiç kimse olmadı mı, hiç kimse girmedi mi hayatıma. Evet oldu. Ve ben onları da çok sevdim, hala da seviyorum. Ama belli bir yaştan sonra köklü bir ilişki kurmak zor be laylonlarım. Çocuklar, torunlar, eski eşler, eski anılar devreye girince ayrılmalar, hayal kırıklıkları başlıyor. Hele bir de üstüne üstlük mahalle baskısı, mutlu bir ilişki sadece hayal oluyor maalesef.

Biliyorsunuz " nefret" kelimesi benim lugatımda yoktur. Ne olursa, ne geçerse geçsin hiç kimseden nefret etmem ben. Sitem ederim, hayal kırıklığına uğrarım, kırılırım, üzülürüm sineye çekerim ve inanın her gece ben uyumadan her hayatıma girene teşekkür eder, mutluluklar diler, iki yakaları bir araya gelsin isterim. Sevgim hiç azalmadı ki, azalmaz ki. En zoru belki de en doğrusu herşeyi denedikten sonra çaresiz kalıp " ne yapalım, buraya kadarmış hayat bu" demek, diyebilmek.

Sizleri çok seviyor, güzel, içten, samimi yorumlarınız için tekrar teşekkür ediyorum.

Allah'a emanet olun.