1957 YILINDA SAHTECİLİK

Metin Cangör

Değerli okurlar İstanbul’da lise çağımda sık sık duyardık. İstiklal Caddesinde bir Apartman adı söylenir ve kapıcısının

idamdan adam aldığı iddia edilirdi. Çok sık duyardık bu iddiaları.

Birgün, o zamanlar yakından tanıdığım ve “ağabey” dediğim Milli Futbolcu Kadri Aytaç ile Galatasaray Kulübünün

o zamanki adresi olan “Hasnun Galip Sokağında” zamanın futbolcuları ile otururken sormuştum, İdam’dan adam

alırmış doğru mu diye. Hepsi güldü ve Kadri Aytaç “haa tabii alır (ismini (söyledi) tabii alır” dedi.

Nasıl oluyor diye sorduğumda ise;

“Sen bu işlerle uğraşma okumana bak kapıcının ağabeysi Adli Tıp Başkanı deli raporu veriyor” dedi.

Bu konuşma yanılmıyorsam 1957 Şubat ayında İstanbulda oldu.

Bakın o zaman yeni doğanlar bugün 68 yaşında.

Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan ise Adnan Menderes idi.

Burada anlatmak istediğim 68 yıl önce kendi kulaklarımla duyduğum ve sonrada başkasına tasdik ettirdiğim bir söz.

Şimdi bunun daha o yıllarda olduğu bir yerde sahte diploma olur mu, olmaz mı?

Buna siz karar verin.

Bana sorarsanız hiç düşünmeden söyleyebilirim “olur”. Araştırılıp çıkarsa ne olur onu da düşünün.

Örneğin, kişi sahte diploma almış, yükselmiş, kararlar vermiş, emekli olmuş sonrada vefat etmiş. Ne olacak?

Bütün o kararlar geçersiz ilan edilecek, inanılmaz büyük tazminat davaları açılacak…

Tam manası ile bir büyük kepazelik olur…ve dünyaya hiç olmadığı kadar rezil oluruz Pasaportlarımız bile sorun olabilir.

Bütün buna rağmen kanımca sahtecilik ülke onur ve menfaatleri doğrultusunda öncelikle araştırılmalı ve kanunlar

ayırım yapılmadan tatbik edilmelidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri