SANATÇI PEKCAN TÜRKEŞ NAM -I DİĞER “OLACAK O KADAR TV” NİN “YUSUF YUSUF USTA”SI DOĞDUĞU ŞEHİR MARDİN’DE
Avukat kimliğinin haricinde “Olacak O Kadar TV” nin “Yusuf Yusuf Ustası Sinema ve Tiyatro oyuncusu Profesyonel Rehber, çocuk oyunları yazarı, seslendirmeci, SAT7TÜRK TV Yorumcusu gibi çeşitli dallarda , hayatını ömür boyu öğrenmeye adamış Pekcan Türkeş; bu günlerde doğduğu şehir Mardin’de araştırmalarda bulunuyor.

Ön sözünü Levent Kırca’nın yazdığı Pekcan Türkeş’in “HASANKEYF’İN FERYADI” Tiyatro oyunun ana karakterlerinden biri Artuklu Kervansarayının sahibi Sabahattin Evrensel. Tarihi güzelliklerimizi anlatan ‘Hasankeyf’in Feryadı’ adlı gençlik oyunun konusu da sular altında kalacak olan Hasankeyf beldesinde geçiyor.

Oyunun tanıtımı şöyle:”Van’da başlayıp Mardin’de yaşanan nefes kesici bir serüven. Rojda’nın gülümseyen yüzü, arka fonda Dicle Köprüsü, saray yıkıntıları, ayakta kalan minareyle Hasankeyf. Genç foto muhabiri Özgür’ün Mardinli arkadaş ile korkunç bir uyuşturucu çetesinin eline düşerler. Daha sonra çetenin elinden kurtulurlar. Böylece Güneydoğuda korkunç bir takip başlar. Bu serüven Hasankeyf ilçesinde uyuşturucu tacirlerinin yakalanmasıyla sona ererken yok olmakta olan binlerce yılın görkemli anıt eserlerini taşıyan antik belde Hasankeyf’in feryadını duyacaksınız. Her şeyini paylaştığı Dicle’nin kendisini yutacağını duyması onu kahrediyor.

Ölüm sessizliğinde Dicle onu yutmadan intiharı düşlüyor. Bu sürükleyici tiyatro oyununda sizler de sorumluluklarınızın bilincine vararak Barajdan vazgeçmeden bu büyük tarihi eser Hasankeyf’i keyfiniz bozulmadan nasıl kurtarabiliriz sorusunun cevabını vermeye çalışacaksınız”
Sabahattin Evrensel’in maliki bulunduğu ARTUKLU KERVANSARAYI Otelinde kalan
Pekcan Türkeş, kadim dostu Kırca’yı anarken bir anekdot anlattı:”Levent çok muzip bir arkadaşımdı. Beni Kraliyet düğününe götüreceklerdi. Levent Bey de gelir mi diye sordular. Levent gidelim mi dedim. “Kumandan gidelim. Ben Arap ülkelerini bilmiyorum.” dedi. Biz sadece turne ile Avrupa ülkelerine gitmiştik. Ürdün’e Kraliyet düğününe gittik. Bir yuvarlak masa. Masada bir beyefendi Saddam Hüseyin’in koruma müdürlerinden ama Ürdünlü bir şahıs. O zaman bana Saddam Hüseyin’in dublörleri olduğunu da anlatmıştı. Gayet güzel sohbet ediyoruz. Bir ara kadınlar oynayınca erkekler de onlara alkışla eşlik etmeye başladı. Ben de biraz dolaştım ve tekrar geldiğimde masada bir ölüm sessizliği vardı. O koruma müdürü önce Arapça sonra İngilizce olarak dedi ki, “Biz eşlerimize eşlik ederken içinizden birisi karımın çantasından cep telefonunu almış. Hepinize bakacağım.” Sırayla herkese bakarken Levent Kırca da yanımdaydı ve ona baktı bulamadı. Benim de çantam vardı ve onun içinden kadının cep telefonu çıktı. Allah’ım ağlayacağım. Meğer Levent Kırca bana şaka yapmış.”
Sırası gelmişken belirtelim: Galler Prensi Charles, bugünün İngiltere Kralı III.Charles özel uçağı ile Mardin'e geldiğinde Sabahattin Evrensel’in sahibi bulunduğu Artuklu Kervansaray otelinde kalıp,Melik Mahmut Camii ve Deyrul Zafaran manastırını ziyaret etmişti.
Pekcan Türkeş Mardin ile ilgili sohbette bize şunları anlattı:
“Efendim, her gidildiğinde insanı 1500 yıl öncesine götüren zaman makinası Türklerin, Arapların, Süryanilerin, Kürtlerin ve kadim Mezopotamya'nın şehri Mardin’de bendeniz dünyaya geldim. Arapça ilk kelimeleri bakıcı abladan öğrendim. 30 sene sonra Libya Cemahiriyesinde 3 yıllık bir kurs sonunda Arapça Diploması sahibi oldum.
Sırası gelmişken Mardin’li ünlülerden ilk aklıma gelen Elvis Presley’den söz edeyim:
Dünyada Rock’n Roll’un kralı kabul edilen Elvis Presley’in, 1860’larda Mardin’den G. Amerika’ya göç eden bir aileden olduğunu biliyor muydunuz?

1977’de ölen Elvis Presley’in, aslen Mardin’in Savur ilçesine bağlı Dereiçi Köyü’nde yaşayan “Mıhellemiler” adlı aileye mensup olduğu sonradan ortaya çıktı.
Michael Jackson bir zamanlar Elvis’in kızı Lisa Marie ile evli olduğundan dolayı vefat ettiğinde Mıhellemi Dinler Diller ve Medeniyetler arası Diyalog Derneği mevlit okutmuştu.Mardin’li ünlüler:Prof. Ebul’ula MARDİN (İlk Hukukçu)-Prof. Dr. Aziz SANCAR (Kimya Dalında Nobel Ödülü Sahibi)-Arif MARDİN (Menajer,Amerikalı albüm yapımcısı)-Betül MARDİN (Halkla İlişkiler Uzmanı-Haldun Dormen’in ayrıldığı eşi,Ayşe Arman’ın kayın validesi)-Emel SAYIN (Sanatçı)-Necla AKBEN-(Sanatçı)-Coşkun SABAH (Sanatçı)-Sultan KÖSEN(Dünyanın En Uzun Adamı)-Serap KOÇ (Modacı)-Feyruz (Lübnanlı şarkıcı)- Şiwan PERWER (Şair ve müzisyen)-ROJİN (Sanatçı)-Pervin ÇAKAR(Soprano)-Ciwan HACO (Sanatçı)-Berdan MARDİNİ (Sanatçı)-Mahmut MARDİNLİ(Sanatçı)-Musa ANTER (Siyasetçi, Yazar)-Ercan YAZGAN - (Sanatçı)-Murathan MUNGAN (Yazar)-Sermiyan MİDYAT(Oyuncu)-Kasım UÇKAN Oyun Yazarı)-Av. Edip ÖNDER.
Dünya yüzünde gezip görmediği yer çok azdır. “Çok okuyan mı çok gezen mi bilir?” sorusuna halkımızın verdiği isabetli cevap gereğince çok gezen Pekcan’ın yolu bir gün Batı Hint adaları da denilen Karayip Adalarına düşer. Karayip adalari , bilindiği üzere ABD'nin güneyinden başlayarak Venezuela'nın kuzey batısına kadar uzanır.
Bölge üzerinde yirmi beş ülke ; 7000' den fazla ada , adacık ve kayalıklardan oluşur . Bu adalardan biri de Grand Turk adasıdır.
Türkeş , yaptığı araştırmada adanın 15.yüzyıldan beri bu adla anıldığı öğrenir. Adanın amblemi 1492 ve “kertenkele”den oluşmaktadır. Ansiklopediler buraya “Türk” denilmesinin sebebinin adada bulunan bir çeşit kaktüsün (Melocactus) olduğunu ileri sürmektedir. Kaktüsün üst kısmı fes'e benzetilmiştir. Her ne kadar bu benzetme var ise de bu tarihi gerçeklere aykırıdır.

Çünkü 19. Yüzyılda ilk defa Osmanlı Sultanı 2.Mahmut; Fas'tan getirilen fesleri askerlerine giydirmiştir. Araştırmacı yazar; doğruyu yazar -yanlışı bozar Pekcan Türkeş, bir gün gerçek bir liderden ilham alarak sesini bulmuş nadir insanlardan biri olan, Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ile Marmaris’te karşılaşır. Sayın Bakan bu tarihi yanlışlığa ilgisiz kalmaz. Kendisine son derece mültefit davranıp, iddiasını kanıtlamak için çeşitli kaynaklara başvurması için gereken yardımları yapar. Karayip Denizindeki “Grand Turk “ adasıyla ilgili tarihi yanlışlığı yaptığı araştırmalarla tesbit eden Profesyonel Turist Rehberi Pekcan Türkeş, iddiasını şöyle “isbat” eder. “Ansiklopedilerde adada bulunan bir çeşit kaktüsün ( Melocactus) üst kısmının Fes’e benzediği için adaya “Türk” ismi verildiği yazılıydı. Verilen bu bilgi tarihi gerçeklerle çelişkilidir.

Zira Türkler, “fes “ i 19. Yüzyılda Osmanlı Sultanı 2.Mahmut döneminde tanımışlardı. Oysa 15.yüzyılda Karayip Denizindeki bir Ada; ”Grand Turk “olarak tanınıyordu. Ayrıca Kristof Kolomb ve Piri Reis’in haritalarında “Mezquita” olarak işaretli yer Türk Müslümanlara ait bir mescid idi.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.