Milliyetçi Hareket Partisi Marmaris İlçe Başkanı Fatih Kaplan, 3 Mayıs dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:

"Milliyetçilik, tüm dünya milletleri arasında geçen mücadelede, sosyal yapıdaki en büyük güç olma özelliğini korurken Türk milliyetçileri bu duruşu ile 3 Mayıs 1944 günü resmi devlet yetkilileri tarafından her türlü işkence ve zulümle yargılanarak hayata geçirmeyi başarmışlardır. 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askerî hapishanesinde Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 mahkûm tarafından kutlanmıştır. Daha sonraki senelerde de devam eden toplantılar Türkçülük Günü - Bayramı adını almıştır. Bu dönem, aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin milliyet fikrine en uç noktada bağlı olduğu bir dönemdir. Ayrıca Başbakan Şükrü Saraçoğlu’nun 5 Ağustos 1942 tarihinde meclis kürsüsünde okuduğu ve alkışlarla karşılanan kabine programının sonunda “Biz Türk'üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve laakal (en azından) bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız” demesiyle resmî bir ağızda Türkçülük kabul görmüştür. Değerli yazarımız Atsız Bey in de dediği gibi 3 Mayıs Türkçülüğün tarihinde bir dönüm olmuştur. O zamana kadar yalnız duygu ve düşünce olan, edebî ve ilmî sınırları pek aşamayan Türkçülük, 1944 yılının 3 Mayıs’ında birdenbire hareket oluverdi. Ve altmış dokuz sene üstüne koya koya ve hedef büyüte büyüte bugüne geldiği gibi geleceğe de bu menzilde gidecektir. Altmış dokuz sene önce sâhip oldukları millet fikri sebebiyle seçkin olan pek çok çocuğunu çileli günlere ve tabutluk işkencelerine sürüklese de Türkçülüğe bahsettiğimiz anlamda güç vermiştir. Kaldı ki günümüzde işkencenin sadece yöntemi fiziki anlamda değişmiştir. Türk Ülküsü ’nün kazandığı gücü öne alarak 3 Mayıs’ı “bayram” ilan etmemizdeki yüksek ahlâk, altmış dokuz yıl sonra bizim için hâlâ bir onurlanma sebebidir ve Türk milleti var oldukça bu onuru taşıyan Türk çocukları da var olmaya devam edeceklerdir."