Kalemci sözlerine şöyle devam etti: " Uzunca bir zamandır siyasetimizi gözyaşı ekseninde şekillendirmeye çalışan siyasi aktörler, Filistin için, Suriye için, Mısır için bol bol göz yaşı döküp milletimizin teveccühüne talip oldular.

Bazen öyle ağladılar ki, öyle ümmetçi konuştular ki yeri geldi kendilerince Dünya’ya meydan okudular. Bu kadar duyarlı görünen bu şahısların nedendir bilinmez ümmet anlayışı içine Doğu Türkistan da ki soydaşlarımız girmiyor.

Oruçun, namazın, tesettürün yasaklandığı Doğu Türkistan’ı görmeleri için daha ne olmalı. İşkencelere maruz kalan, en kötü şekilde öldürülen kardeşlerimizin acısı, küçücük çocukların feryatları vicdanları nasıl olurda hiç rahatsız etmez.

Tepkinizi, duyarlılığınızı göstermeniz için bir dini ortaklık ya da aynı milletten olmanıza gerek yok, insan olmanın yeterli olduğu ve insanca düşünmenin kafi olacağı bir durumla karşı karşıyayız.

Doğu Türkistan’da yaşananları görmezden gelmenin, nasıl bir ruh halinin ürünü olduğunu anlamak çok güç.

Yaşananlara karşı birey olarak, millet olarak, devlet olarak tavrımızı koymalıyız.

Devletimiz, binlerce yıllık tarihi birikimin vücut bulmuş halidir, ister Çin olsun ister bir başkası, soydaşlarımızı kaderine terk etmemiz söz konusu bile olmamalı.

Doğu Türkistan’da ki kardeşlerimizin, huzur için de seccadesini serip namazlarını kıldıkları günleri görmeyi Yüce Allah bizlere nasip etsin..

Al bayraktan gök bayrağa selam olsun…" dedi.