Gündem Gazetesi

DEPREMLE YAŞAMAK

13 Ocak 2020 Pazartesi 11:44

                Bu hafta içinde sık sık depremler oluştu BAF(Batı Anadolu Fay Hattı) hareketli günler geçti. En son olarak Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre 5 Ekim Cumartesi saat 17.51'de Muğla'nın Marmaris ilçesi açıklarında 4,3 büyüklüğünde yer sarsıntısı kaydedildi. Depremin merkez üssünün Marmaris ilçesine 75 kilometre mesafede olduğu ve yaklaşık 45 kilometre derinlikte gerçekleştiği belirlendi.

            Ülkemizin dört bir yanı fay hatları ile çevrilmektedir. KAF(Kuzey Anadolu Fay Hattı) Batıda Saroz Körfezi'nden başlayan ve Varto'ya kadar uzanan bir alandır. DAF (Doğu Anadolu Fay Hattı)Doğudan Antakya Kahramanmaraş olduğundan Varto'ya kadar uzanır ve burada Kuzey Anadolu fay hattı ile birleşir ve son olarak BAF(Batı Anadolu Fay Hattı) Ege Bölgesi’nde, kuzeyden güneye doğru uzanan çok sayıdaki fay hatlarından oluşur.Fay hatları, yer kabuğunun zayıf ve hareket halindeki bölgeleridir. Volkanik sahalar, genç kıvrım dağları ve deprem alanlarının uzanışı fay hatlarıyla paralellik gösterir.

            Topraklarımızın hemen hemen %92’si, nüfusumuzun %95’i,sanayi tesislerimizin %98’i,barajlarımızın %92’si aktif deprem kuşağında bulunuyor. Geçmişte ülkemizde bir çok deprem olduğu gibi, gelecekte sık sık oluşacak depremlerle büyük kayıplara uğrayacağımız muhtemeldir.  Depremlerin oluşumunu engellemek ya da ülkemizi depremden dolayı terk etmek gibi bir lüksümüz olmadığına göre depreme dayanıklı bir yaşam kurmaktan başka bir seçeneğimiz tıpkı Japonya gibi bizimde bulunmuyor.

            Peki deprem esnasında neler yapmamız lazım; deprem anında bina içerisindeysek. Baş iki el arasına alınarak veya bir koruyucu (yastık, kitap vb) malzeme ile korunmalıdır. Sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda beklemeliyiz. Kesinlikle panik yapılmamalıyız. Sabitlenmemiş dolap, raf, pencere vb. eşyalardan uzak durulmalıyız.Varsa sağlam sandalyelerle desteklenmiş masa altına veya dolgun ve hacimli koltuk, kanepe, içi dolu sandık gibi koruma sağlayabilecek eşya yanına çömelerek hayat üçgeni oluşturulmalıyız. Güvenli bir yer bulup, diz üstü ÇÖK, Başını ve enseni koruyacak şekilde KAPAN, Düşmemek için sabit bir yere TUTUN pozisyonunu almak zorundayız. Merdivenlere ya da çıkışlara doğru kesinlikle koşmamalıyız. Balkona çıkılmamalıyız. Deprem anında dışarda yakalanmışsak;Enerji hatları ve direklerinden, ağaçlardan, diğer binalardan ve duvar diplerinden uzak durmamız açık arazide çömelerek etraftan gelen tehlikelere karşı hazırlıklı olmalıyız. Toprak kayması olabilecek, taş veya kaya düşebilecek yamaç altlarında bulunulmamalıyız. Böyle bir ortamda bulunuluyorsak seri şekilde güvenli bir ortama geçilmeliyiz. Binalardan düşebilecek baca, cam kırıkları ve sıvalara karşı tedbirli olmalıyız. Toprak altındaki kanalizasyon, elektrik ve gaz hatlarından gelecek tehlikelere karşı dikkatli olunmalı ve deniz kıyısından uzaklaşmalıyız.

            Yaşadığımız binaların depreme dayanıklılığı ile ilgili incelemeyi elbette uzman bilirkişinin yapması gerekir. Burada karşımıza bilirkişinin ücret talebi gibi maddi bir zorluk çıkıyor. Çoğu zaman bina sahipleri bilirkişinin getireceği maddi külfete katlanmaktansa bu durumu görmezden geliyor. Bu durumu belediyelerin bünyesinde oluşturulacak bilirkişiler ile bu engel aşılabilir.

            Her halükarda depremle yaşamayı öğrenerek ve öğreterek depremi tehditkar bir kör kuvvet olmaktan çıkarmalıyız.