Bahçeli, Hükümetin "Gerilim Stratejisi" Uyguladığını Öne Sürerek, "AK Parti'ye Oy Verenlerle Vermeyenler Arasında Bir Ayrıma, Ayrılıkçılığa Gitmek İstenmektedir" Dedi.



MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hükümetin "gerilim stratejisi" uyguladığını öne sürerek, "AK Parti'ye oy verenlerle vermeyenler arasında bir ayrıma, ayrılıkçılığa gitmek istenmektedir" dedi.
Bahçeli, partisinin Yozgat Cumhuriyet Alanı'nda düzenlediği mitingde, milletin, tek başına iktidar olma güveni sağlayarak AK Parti'yi hizmete davet ettiğini, ancak AK Parti iktidarının, bu süre içinde gerilim stratejisi uyguladığını ifade etti. Bahçeli, şöyle devam etti:


"Gerilim stratejisiyle ülkeyi cepheleşmeye, kamplaşmaya ve ayrışmaya doğru götürerek, Türkiye'de, çatışma, kavga ve kaosu, siyasetin ana teması olarak ortaya koymaya çalışmışlardır. Bugün de bunu devam ettirmektedirler. Kürsülere çıktıkları zaman hiçbir şeye kaynaştırıcı, bütünleştirici olarak yaklaşmamaktadırlar. Bu çatışmaları devam ettirerek, kendisine oy vermiş olan yüzde 46.6 oyu sabitleyerek, iktidarının devamını sürdürmek istemektedir.

Sayın Başbakan 'Davos fatihi' oldu, Sayın Başbakan Orta Doğu'nun 'eş başkanı' oldu, Sayın Başbakan İslam aleminin 'şeyh ulaması' oldu, şimdi de İstanbul'daki pankarta bakarsanız Sayın Başbakan '1. Recep Tayyip Erdoğan padişahı' olarak kendisini takdim ediyor. Bu ne demektir? Türkiye'de nereye gidişin işareti verilmektedir. Bunları iyice görmek durumunda olmalıyız."

Yaşanılan sıkıntıların gerilim, çatışma ve cepheleşmeden kaynaklandığını öne süren Devlet Bahçeli, ''Bu çatışma, cepheleşme, Hacivat ve Karagöz oyunundaki gibi şimdi de kendini seçim meydanlarında gösteriyor. Her gün hakaretlere, karalamalara, iftiralara dayanarak seçim kazanmanın yolu aranıyor'' dedi.

Gerçeklerin halktan saklandığını, bazı olayların üzerinin örtüldüğünü iddia eden MHP lideri Bahçeli, ''Nerede gerçekler? Gerçeklerin en büyüğü Türkiye'deki yolsuzluktur, yaygınlaşan yoksulluktur, Türkiye'nin beka ve güvenlik sorunudur, Cumhuriyetin kazanımlarının teker teker reddedilmesidir. Gerçeklerin en büyüğü sosyal, ekonomik yönden bir çöküntü, kültürel yönden bir çözülmedir'' diye konuştu.